Pazartesi, Mayıs 27, 2013

100. Yazımla Hepinize Sevgiler...:)





                   04.01.2013 tarihinde, evdeki genç kadroya ricalarım neticesinde bu küçük dünyam kuruldu.:) Esasında çok büyük... Hatta ucu bucağı yok!  Yıllarca; deyimi yerindeyse,  "at gibi koşturmanın" dibine vurmuş bir şekilde yaşadım. O güne kadar hiç yemek yemedik mi? Hiç misafir ağırlamadık mı?. Emin olun hem çalışıp, hem de iki kızımdan ibaret olan dünyama her türlü aktiviteyi soktum.  Kızlarım 8 ve 11 yaşlarındayken yemek yapmayı öğrendiler. :) Çünkü; akşam işten çıktıktan sonra matematik dersi vermek üzere gittiğim iki de öğrencim vardı.:)) Yıllar çok çabuk geçti, emeklilik geldi çattı... Kızlarım büyüdü... Ders verdiğim öğrencilerim, artık hayatın içinde didişip duruyorlar. Sıra onlarda artık... Ben; evlatlarım,damatlarım ve torunumla yarattığım dingin dünyamda, yaşayıp gidiyordum işte...
                  Ta ki; bu blog açılana kadar. :)) Şimdi, yüzünü görmediğim, sadece yazıları ile tanımaya çalıştığım, çok güçlü bir arkadaş kadrom var.:)) Dünyanın neresinde olursanız olun ya da ülkemin hangi yöresinde... Gönül bağı kurmak için, asla kilometrelerin hesabı yapılamıyor. Hepinize çok ama çok teşekkür ediyorum, dost pencerelerinizden, gülümseyen yüzlerinizle bakarak, "Merhaba" dediğiniz için.
                   Bazen, hüzünlü hikayelerde, bazen profesyonel tariflerde, bazen de gülümseten resimlerle, hüzünlendiğimiz... öğrendiğimiz ve gülümsediğimiz şu ekran, aradaki mesafeleri kapattığı için, kocaman bir teşekkürü hakkediyor.
                  Henüz 5 aylık ile olmayan bloğumu :), ziyaret ederek, yorum bırakarak bana arkadaş olan hepinize, gönül dolusu sevgiler.
                  Yukarıda resmini gördüğünüz, güzel cup a gelince, "sıcak bir yaz gününde, vanilyalı dondurma, fıstık krokan ve karamel sos iyi gider" düşüncesinden yola çıkarak, sizlere teşekkür ikramımdır:))) Sanal olduğunu biliyorum ama lütfen kabul edin...:))

Sevgiler...
Emekli Anneanne.:)

18 yorum:

  1. 8 ve 11 yaşında yemek yapmayı öğrenmek!:) Hakikaten zor bir hayat çalışan anne olunca kolay değil, kızlarınızı tebrik ediyorum, başkası olsa kaytarır (hani annelere nazımız geçer fedakarlığı hep annelere yüklemek kolay gelir) ben kızkardeşime hep bunu öğütlerdim (o da öğretmen) derdim ki "kızım her şeyi tek başına yapma, biraz da çocuklara iş öğret, yemek yapsın, salata yapsın, bir makarna yapsın" ama o inatla onlara yaptırmadı ' etrafı batırıyorlar, benim gibi yapmıyorlar vs." bin türlü bahane! Ne oldu 43 kilo kızkardeşim! Çocuklar da bakkala git deseler birbirlerine sen git, sen git diye kavga ediyorlar! Yani en doğrusunu yapmışsınız.
    Şimdi emekliliğinizin tadını güzel güzel çıkartın, 100. yazınız kutlu olsun:) sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başka şansımız yoktu:) Ya istedikleri okulları okuyup, bugün geldikleri noktaya varacaklardı, ya da sıradan bazı şeyler yapmak zorunda kalacaklardı. Ben para kazanmalıydım, onlar da bana yardım etmeliydi... Görev paylaşımı böyle yapıldı. Çok şükür 1. tercihi kullandılar.:) Artıları kendilerine benim mirasım:) Üzmediler sağ olsunlar.

      Sil
  2. Nilgün'cüğüm, kızlarının yemek yapmayı öğrenme yaşını duyunca, belki dedim 42 yaşındaki birine de öğretebilirsin:))
    Staja geleceğim yanına:)

    Senin gibi güçlü kadınları tanımayı ve hikayelerini dinlemeyi çok seviyorum. İlham alıyorum...
    Bence, çok büyük işler başarıp, şimdi de bizlerle bu güzel yazıları paylaşıyorsun. 5 ayı duyunca çok şaşırdım, sanki uzun yıllardır seni tanıyor ve takip ediyor gibiyim...
    İyiki bu bloğu açmışsın ve bizlere ulaşmışsın. Seni tanımaktan o kadar mutluyum ki, daha nice 100. yazılara Nilgün'cüğüm...
    Sana sıcacık sevgilerimi gönderiyorum canım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heyyficiğim, canım benim:) bir kere yaşını sakın söyleme...:) inanmak mümkün değil:) Bu arada staja değil, misafirim olarak seni görmeyi çok isterim. Güce gelelim:)) Evet bu konuda kendimi yadsıyamam:) Kendimi kutluyorum ara ara:) Çünkü hakkettiğimi düşünüyorum. İki küçük kıza hem anne hem baba olmak güçtü ama imkansız değildi.:) Bunu gösterdim. Şimdi iki cadım var artık:)) Çünkü tırnaklarını kullanmayı çok küçükken öğrendiler. Vaktinden evvel büyüdüler ama sağlam durmayı başardılar. Mesele buydu, gerisi boş can kız:))) Sıcacık sevgini aldım kalbime koydum.:)) Sağlıklı, mutlu, huzurlu yarınlarda hep baktığım yerde ol inşallah.:)

      Sil
  3. Canım Nilgüncüm 100'üncü yazı dönümünü kutlarım..Sadece elleri değil kalbi de Lezzetli Arkadaşım, bende senin düşündüklerini paylaşıyorum ne çok gönül gönüle eklendi, nice dostluklar şekillendi..Belki gerçek hayatta birbirimizi tanıyamayacak iken şimdi birbirini özleyen, acaba ne paylaşmış, ne yorum bırakmış, ne yorum yazsam ki, nasıl onu mutlu etsem, hüznünü alsam, derdine derman olsam diye düşündüklerimizle dolu bir alem içinde bulduk kendimizi.. Ne kadar geç okusamda, ne kadar az yazsamda sanal alemde tanıdığım ve tanıdığım için kendimi şanslı saydığım bu dünyayı seviyorum. Seni seviyorum. Kalpleri art niyetsiz, yargısız, tarafsız ve olduğu gibi kabul eden tüm dostları seviyorum..
    Nice nice birlikteliklerimiz olsun inşallah. Nice güzel yazılarımız, nice güzel tatlarımız. Allah ağzımızın tadını bozmasın..

    Küçücük dünyamdan, küçücük yüreğimden kocaman bir sevgi buketi ile çoook öptüm seni..

    Not: 1000 milyonuncu yazında, hala çiğneyecek dişim kalmışsa bir koca tencere zeytinyağlı yaprak sarması birde naneli yoğurt çorbası isterim ha. Sakın unutma. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vuslascığım, benim güzel arkadaşım:) Yazdığım gibi; görmeden,yaşamışlıklarını bilemeden, yazı dilindeki samimiyeti hissederek gönlümün baş köşesine oturanlardan birisin.:) Bak sana küçük bir anektod aktarmak istiyorum. Ada da ziyaretine gittiğim ilkokul arkadaşım, kaderdaşım da diyebiliriz:) " Nilgün, Okuduklarının arasında Vuslat var mı? Çok hüzünleniyorum okurken ama inanılmaz bir hikaye bilmiyorsan mutlaka bak eve gidince demez mi?...:) Ah be Değerciğim dedim:) Ben onu biliyorum:) Üstelikte arkadaş olduk:))) Ya Arkadaşım! ard niyet,yargısız,tarafsız olunca aklın yolu bir:))) Ben bulamasaydım, arkadaşım seni önerecekmiş bana... Vuslatım, bırakalım dünyalarımız görüntüde küçücük kalsın:)) Onların ne kadar engin olduğunu biz biliyoruz ya, o da bize yeter. :))
      Not: 1000 milyonuncu yazıyı beklemeyelim yahu:) Koca bir karavana zeytinyağlı yaprak sarma sana feda olsun:))))Dişlerini iyi sakla yanına krokanlı pasta yapacağım:))))

      Sil
  4. Maharetli elleriniz, keyifli ve güçlü kaleminiz ile yaptığınız güzel paylaşımlarınızı kutluyorum, Nilgün hanımcım :)
    Sıcacık sevgiler, selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öznurcuğum, yazılarımı güçlü olarak yorumladığın için çok teşekkürler. Onlar yaşamımdan kesitler.:) Bazen birini hatırladığında, bir fotoğraf gelir aklına... İşte bende aklıma gelenleri, hatırladığım fotoğraflarla aktarıyorum.:) Maharet konusuna gelince, onlar mutfağını ve evini seven her insanın yapabileceği şeyler:) Aynı senin gibi:)) Güzel yavruna, sana ve ailene sevgilerimi yolluyorum.

      Sil
  5. Nilgün ne güzel yazmışsın. Nice 100. yazılara. Dediğin gibi bu blogçuluk ne kadar insani duyguları barındırıyor değil mi? Hiç tanımadığın yüzünü görmediğin birisini 1 hafta bir şey paylaşmasa merak ediyorsun. Hatta karekterlerini tahmin ediyorsun ve doğru çıkıyor. Din, dil, ırk ayırımı burada yok. Örneğin Seyyah Gül benim dünya göürüşü olarak tam zıttım ama kendisine çok saygı duyuyorum, o da aynı şekilde hissediyor bunu da biliyorum. Neyse senin vanilyalı dondurmayı yalamaya devam edeyim beni meşgul etme. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlhan müthiş bir paylaşım. Geç kaldığım için kendime kızıyorum hatta. Bizim gençlik yıllarımızda hatırlarsın mektup arkadaşlarımız vardı. Hem yurt dışı hem yurt içinde.Biraz ona benzetiyorum. İş, güç,çocuklar, hayat gailesi derken, paylaşmayı unutup, kendimizi rafa kaldırmışız meğerse.:( Sevmeyi, paylaşmayı, teselli etmeyi, teselli bulmayı unutmuşuz gitmiş... Günü kurtarmışız kısaca... Din, dil, ırk ayrımı da neymiş? Bunlara kafa yoranları kınıyorum. Özde insan olmayı kavrayalım da, gerisi teferruat. Vanilyalı dondurmayı bugün kuzu ile yaptık. İki de kaşık aldık bir ona, bir bana:)))) Afiyet olsun.

      Sil
  6. Nilgün ablacım nice 100.yazılarda buluşmak dileğiyle :)dediğin gibi benimde bloğum da 8 aylık sizleri sanki uzun zamandır tanıyor gibiyim:)annemde beni küçük yaşta mutfağa soktu şimdi meyvelerini topluyorum:)bende kızımı böyle yetiştirmek istiyorum inşallah :) kocaman sevgilerimi yolluyorum İzmirden...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elifciğim en iyisini yapıyorsun. Hayatın ne getirip, ne götüreceği belli olmaz. Bence bir şeyler biliyor olmak, yapmasak bile, yapanın doğru yapıp yapamadığını gözlemlemek açısından faydalıdır.:) Bilelim, öğrenelim bir kenarımızda dursun:) Eminim ki annesi gibi cevval bir kız olacak, küçük prenses:)) Sevgiler kucak dolusu:))

      Sil
  7. Nilguncum binlerce km uzaktan bu sicak sevgi dolu dostluk dolu yazin kapkaranlik yagmurlu bir aksam uzerinde icimi nasil isitti bilemezdin.Bazen bloglari dolasirken gonul gozuyle herkesi gorup ozleyip yazilanlara bazenuzulup bazen kahkaha ile gulunce acaba bizler bu guzel dostluklari senelerdir yasiyordukta bizmi farkinda degildik diyorum...o iki guzel kizimizi kendin gibi yetistirdigin onlara yasamin en guzelini sundugun icin ne kadar sanslilar..seninle yuzyuze tanismayi birgun cok isterim. Vuslati Heyyfiyi tum gelmek isteyenleri yanimiza katip hem dondurmandan hemde yaprak sarmalarindan yemeye gelecegiz bilesin:) nice yuz yazilarin paylasimlarin olsun canim..sevgilerimle ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Emel:) Ben reenkarnasyona çok inanırım. Belki; başka bir yaşamda da çok şey paylaştık ve şimdi birbirimizi yıllardır tanıyormuş hissine sahibiz...Bir gün mutlaka tanışacağız ve kaç lafın belini kıracağız hesaplayamıyorum:) Senin de yazdığın gibi iki kızım şanslıydı belki ama ben de çok şanslıydım, verdiğimi alan ve uygulayan iki evladım oldu. Emeklerinin boşa gitmediğini görmek, ruhu çok doyuran bir his. Vuslat'a, Heyyfi'ye sana ve olduğu gibi görünen ya da göründüğü gibi olan, tüm dostlarıma, kalbimin,evimin,soframın sonuna kadar açık olduğunu anlamışsınızdır... Sadece " Geldik" demeniz, bana yeter:)) Cevap vermekte biraz geç kaldım:( Bugün bir canımı daha sonsuzluğa uğurladım. Şimdi boş, boş oturuyorum burada...

      Sil
  8. Daha nice,nice 100. yazılara sağlıkla,mutlulukla canım arkadaşım.Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah! Güneşli günlerde. Sevgiler gönül dolusu.

      Sil
  9. her zaman güçlü kadınlara hayran olmuşum dur ,belki bu yüzden seni çok seviyorum canım bilgisayar arkadaşım .Bana da sanki çok uzun zamanadır seni tanıyormuşum gibi geliyor .Ne yazık ki erken ayrıldım iş hayatından (yaşamam bile mucize ),örnekler ile kızlarımı okumaları için teşfik ettim ,bir kadın olarak tek başına hayatla mücadele etmek için her şey yaptım,mutfağı pek sokmadım ,çok şükür artık büyük kız mutfağa hakim,küçük de olsa eli lezzetlenmeye başladı ,inanıyorum ki benim kızlarım da senin gibi güçlü olacaklar bu hayatta .Nice mutlu paylaşımlara canım .Dişlerimi erken kaybettiğim ilaçlar yüzünden,ama sarma ve krokanlı pasta yerim ,yedek dişlerim var .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mazesciğim yaşadıklarını biliyorum diyemem çünkü neler yaşamış olabileceğinizi düşündükçe ürperiyorum. Hayat en büyük okul! Bunu bizler, en iyi şekilde öğrendik, yaşlarımızı aldıkça... Maarif sistemi, hayatta öğrendiklerimizi nasıl uygulayacağımızı gösterir sadece. Senin gibi bir annenin nasıl kızları olabileceğini gayet iyi kestiriyorum:) Kızlarını görsem " Anasının kızları" derim herhalde:)) Onları benim için kocaman öp. Dostluk ve iyi niyetin olduğu sofrada, taşı bile öğütürüz can kardeşim...Dişe falan gerek yok.:) Sonsuz sevgiler.

      Sil