Perşembe, Mayıs 30, 2013

Tatsızım...

 


                    Rumeli göçmenlerinden, Muharrem Bey ve Nafiye Hanımın beş oğlundan biriydi... Esasında "iki güzel insanın hayatta kalan yedi çocuğundan biriydi" demek daha doğru olur. Çünkü;  iki de kız kardeşi vardı. Rumeli'den, Balkan Harbi sırasında göçmüşler ve önce İzmir'e yerleşmişlerdi. Daha sonra nasıl olduysa, İstanbul'a gelmişler ve Kadıköy Bahariye'de dört katlı bir ev alarak, o zamanın gerekleri çerçevesinde kocaman bir aile olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdi.  Kardeşler, zamanla büyüyüp işlerini, güçlerini tutmaya başlayınca yavaş yavaş evler de ayrılmaya başlamıştı. Yine de çok uzaklara gitmemişler ve büyüdükleri eve yakın yerlerde, kendilerine yeni yeni dünyalar kurmaya başlamışlardı. Kalfaoğlu sokaktaki evleri, yeni doğan yavrularına da kucak açmıştı. Kocaman aile bayramlarda kurulan sofralarda, bir araya gelmeyi ihmal etmez, Ramazan aylarında kurulan iftar sofraları hatıralardan silinemezdi. Nafiye Hanım ve Muharrem Bey; yanında yaşayan evlatları ve eşlerine, öylesine sıcacık ve  adil bir hayat sunmuştu ki; zamanı gelip evden ayrılanlar, gözleri yaşlı  arkalarına bakmadan gidemiyorlardı. Torunlara gelince, hepsinin yaşamı , o güzel hayal evinde başlamıştı.    Bahçesi... oyun alanları, içindeki kümes ise, diğer canlılarla dostluk ilişkilerinin kurulduğu ilk oyun atölyesi olmuştu. Sıcak yumurta yemeği, en iyi sek sek oyununu hep o bahçede öğrenmişlerdi. Akşamları mangal başında, pişerken mis gibi kokan kahveyi, kestane kavurmayı, közlenen ateşteki patatesleri, Mami'nin mırıltıları arasında, çitlenen kabak çekirdeklerini, hep o evde öğrendiler... Hayat her şeyiyle mükemmel giderken;  Muharrem Bey, sonsuzluğa  yelken açtı. Ve... Onunla başlayan uğurlama, dün en küçük oğlunu uğurlarken, hatırlar arasından çıkıp, bir fotoğraf karesine yerleşiverdi.:(
                        Evet... Amcamı kaybettim. Babaannem ve dedemin tekne kazıntısıydı o... Canları gibi severlerdi... Belki aileye katılan son çocuk olup, evin en küçüğü olduğu için...Belki de, konuştuğunda "ölüyü bile güldürür" deyimine harfiyen uyduğu için.  Hoş sohbet oluşu ve güçlü kalemi onu, basın dünyasında güzel yerlere getirmiş, Fenerbahçe Spor Külübünde de haklı bir mevkii olmuştu. İyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir konuşmacı, iyi bir yazar,iyi bir sporcu, fanatik bir Fenerbahçeli idi:(... Yolun açık, ışığın bol olsun güzel insan. Uzaklardaki Kardeşime, ayakucunda yatan anneme, yanıbaşındaki babama ve sevdiklerime onları hiç unutmadığımı söyler misin lütfen?...

Pazartesi, Mayıs 27, 2013

100. Yazımla Hepinize Sevgiler...:)





                   04.01.2013 tarihinde, evdeki genç kadroya ricalarım neticesinde bu küçük dünyam kuruldu.:) Esasında çok büyük... Hatta ucu bucağı yok!  Yıllarca; deyimi yerindeyse,  "at gibi koşturmanın" dibine vurmuş bir şekilde yaşadım. O güne kadar hiç yemek yemedik mi? Hiç misafir ağırlamadık mı?. Emin olun hem çalışıp, hem de iki kızımdan ibaret olan dünyama her türlü aktiviteyi soktum.  Kızlarım 8 ve 11 yaşlarındayken yemek yapmayı öğrendiler. :) Çünkü; akşam işten çıktıktan sonra matematik dersi vermek üzere gittiğim iki de öğrencim vardı.:)) Yıllar çok çabuk geçti, emeklilik geldi çattı... Kızlarım büyüdü... Ders verdiğim öğrencilerim, artık hayatın içinde didişip duruyorlar. Sıra onlarda artık... Ben; evlatlarım,damatlarım ve torunumla yarattığım dingin dünyamda, yaşayıp gidiyordum işte...
                  Ta ki; bu blog açılana kadar. :)) Şimdi, yüzünü görmediğim, sadece yazıları ile tanımaya çalıştığım, çok güçlü bir arkadaş kadrom var.:)) Dünyanın neresinde olursanız olun ya da ülkemin hangi yöresinde... Gönül bağı kurmak için, asla kilometrelerin hesabı yapılamıyor. Hepinize çok ama çok teşekkür ediyorum, dost pencerelerinizden, gülümseyen yüzlerinizle bakarak, "Merhaba" dediğiniz için.
                   Bazen, hüzünlü hikayelerde, bazen profesyonel tariflerde, bazen de gülümseten resimlerle, hüzünlendiğimiz... öğrendiğimiz ve gülümsediğimiz şu ekran, aradaki mesafeleri kapattığı için, kocaman bir teşekkürü hakkediyor.
                  Henüz 5 aylık ile olmayan bloğumu :), ziyaret ederek, yorum bırakarak bana arkadaş olan hepinize, gönül dolusu sevgiler.
                  Yukarıda resmini gördüğünüz, güzel cup a gelince, "sıcak bir yaz gününde, vanilyalı dondurma, fıstık krokan ve karamel sos iyi gider" düşüncesinden yola çıkarak, sizlere teşekkür ikramımdır:))) Sanal olduğunu biliyorum ama lütfen kabul edin...:))

Sevgiler...
Emekli Anneanne.:)

Cuma, Mayıs 24, 2013

Patatesli Gözleme


Un var, su var, tuz var... "O halde gözleme vakti gelmiştir" dedim çıktım yola.:)



Patates, soğan, biber salçası, biraz taze kaşar peyniri, ince kıyılmış maydanoz, tuz, kimyon, fesleğen karışımı bu yumuşacık hamurlara eşlik etti.:)



Bu arada bezelerimi gayet ince açtım...
Katmer sacım, tüm marifetini gösterdi :)) Henüz yeni olduğu için;  BİRBİRİMİZİN AYARLARINA alışacağız.:)))




Bundan sonrasını ne siz sorun, ne ben anlatayım:)))



AFİYET OLSUN:))

Perşembe, Mayıs 23, 2013

Madlen Kek (Madeleine Cake)








 İçine karamelde çok yakışıyor:)))




                   Bu hafif ve güzel kek favorilerimden biri.  Barındırdığı tereyağ ile mekik desem değil:) Toz badem yok!    "Limonlu kek " desem... Evet!   Limon kabuğu ve aroması var ama daha puf puf bir şey:) Neyse; çok kafayı yormaya gerek yok! Zaten adını "Madlen kek" diye koymuşlar. :) Arasına sevdiğiniz bir marmelatı sürebildiğiniz gibi, yarıya kadar çikolata ganaja da batırınca ayrı bir lezzet çıkıyor ortaya... Ancak; bundan önceki postumda yayınladığım ve dün tarifini verdiğim, "Yoğun çikolatalı ve Kahveli Tart", ev ahalisini çikolataya doyurduğu için bugün, bu güzel kekleri sade olarak yemeği tercih ettik. Ama yine de, birkaç tanesinin içine karamel sos koyarak, nasıl durduğunu göstermek istedim.:) Aklım.... içi karamel dolgulu olanlarda:))) Yememelisin Nilgün.... Yememelisin Nilgün...:))))

Gerekli Malzemeler:

- 3 Adet Yumurta ( Oda sıcaklığında)
- 3/4 Su bardağı toz şeker
- 1 Limonun kabuk rendesi
- 1 Çay kaşığı kabartma tozu
- 1 Tatlı kaşığı Vanilya
- 1 + 1/4 Su bardağı Un
- 4-5 damla Limon esansı (Dr.Oetker)
- 125 gr tereyağ ( yarısını tereyağ, yarısını becel kullandım) (Eritilmiş ve soğutulmuş olmalı)

Yapılışı:

* Unu, kabartma tozunu ve vanilyayı eleyerek havalandırın.
* Yağı eritin ve ılınmaya bırakın.
* Oda sıcaklığındaki yumurtaları, şekeri, vanilyayı, limon rendesi ve aromasını birlikte, yumurtalar kabarıncaya kadar mikserle çırpın.
* Karışıma, unlu karışımı ilave edin ve çırpmaya devam...:)
* Son olarak erimiş ve ılınmış tereyağını  bir kaç defada ilave ederek, iyice karışmasını sağlayın.
* Madlen kalıplarınıza ya da evinizdeki küçük cup cake kalıplarını, bir peçete yardımıyla yağlayın ve un serperek hazırlayın.
* Karışımı, 2/3 si dolacak şekilde kalıplara paylaştırın.
* 180 derece ısıtılmış fırında 10-12 dakika arasında pişirin. (Fırına göre pişirmede değişiklik olabilir, kontrol edilmelidir.)

AFİYET OLSUN:) Demleyin çayları:)

Salı, Mayıs 21, 2013

Yoğun Çikolatalı ve Kahveli Tart





               Eh! Anneler gününden beri pasta yapmıyorum.:) Küçük kızım " Biraz ayıp oluyor ama..." diye söylenmeye başladı bile.:) Valla ben de şaşırdım. Yapsam, büyük grup üyeleri, "Biz spora gidiyoruz, sen mahvediyorsun" diyor.:) Yapmasam, küçük grup üyeleri; kazan kaldırıyor.:) Zor bir durum ama bugün küçük kuzuyu uykuya yatırınca, benim de çikolatalarla biraz vakit geçirmek geldi içimden.:) Seviyorum şu mutfağı vesselam... Özellikle de işin pasta tarafı beni çok dinlendiriyor.
                Şöyle bir kolaçan edildi dolaplar ve kafama göre malzemesi evde mevcut olan bir tatlıyı yapmaya karar verdim.  Bu pişmeyen ama çok lezzetli bir tart. Her şeyi  hazır. Bizlere;  sadece doğru ısıları bulmak, birazda fazla kirlenen tabak, çanak yıkaması kalıyor. Ne yapalım, her güzelin bir kusuru var.:) Bu güzelin kusuru da bu oluversin:) Yanında kesme Maraş dondurması harika gidiyor...:)) Kalorisi mi???? Yok! O konuya asla giremem. Çünkü çok kabahatli...:))) Afiyet olsun deneyeceklere şimdiden.

Gerekli Malzemeler: (18 cm lik tart kalıbı)

Tart Tabanı için gerekli malzemeler:

- 5 adet Çikolatalı gofret
- 2  Çorba kaşığı pudra şekeri
- 2 Yemek kaşığı tereyağ

Dolgu  için gerekli Malzemeler :

- 200 gr. Kuvertür Çikolata
- 1 Paket çiğ krema (Sek )  (200 gr)
- 2 Tatlı kaşığı Granül kahve
- 2 Çorba kaşığı sıcak su
- 8-10 damla nane aroması
- 50 gr Fildişi kuvertür Çikolata (Süslemede kullanılmak üzere)

Yapılışı:

* Gofretler blendırda irice parçalanır.
* Parçalanan gofretlere, pudra şekeri ilave edilir ve karıştırılır.
* Karışıma eritilmiş ve ılınmış tereyağ ilave edilerek, tart kalıbının dibine bir çatal yardımıyla bastırılarak, yerleştirilir ve donması için buzdolabına kaldırılır.
* Çiğ krema bir kaba alınarak kaynatılmadan ısıtılır. (Isıya dikkat edilmelidir. Kaynatılırsa kesilir.)
* Isınan çiğ krema, mikser yardımıyla biraz çırpılır ve içine sıcak suda eritilmiş kahve ve nane aroması ilave edilir.
* Küçük parçalara ayrılan, çikolatalar sıcak kremanın içine karıştırılır ve homojen bir karışım olana kadar karıştırmaya devam edilir.
* Oda ısısına geldiği ve hafif donmaya başladığında, buzdolabına kaldırdığımız gofretli tabanın üzerine  dökülür.
* Tekrar buzdolabına kaldırılarak 3-4 saat donmaya bırakılır.

Üst süslemesi tamamen tercihinize bağlıdır.

TEKRAR AFİYET OLSUN.:)





Pazar, Mayıs 19, 2013

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramımız kutlu Olsun


Kadıköy Bağdat Caddesi cıvıl cıvıldı...


Emanetlerine sahip çıkıyoruz Büyük Atatürk...


Küçük ailem ve ben yürüyüşteydik:)


19 Mayıs gençlere armağan edilmiştir. Ancak; benim gibi genç hissedenlerde çoktu...:)

Nice 19 Mayıslarda alanlarda yürüyebilmek umuduyla, Hepimizin bayramı kutlu olsun.

Cumartesi, Mayıs 18, 2013

Hanımeli Reçeli...Bir Ada Hikayesi...



Hanımelleri Dalları süslerken...



Güzel kokusu ve sarı rengi ile artık soframızda...:)



                Yaşar Kemal'in " Bir Ada Hikayesi" değil tabii ki bu... Bu benim ve Cemremin hikayesi.  Anneanne torun, Büyük Adaya doğru yola çıkmaya karar verdik bu cuma günü. Adaları çok severim.:) Prens Adaları diye geçer adı, ama sanki benim adalarım onlar...:) Bu yaştan sonra prenses olacak halim yok ya:))) Ben de küçük prensesimi aldım götürdüm. Adalarda hava başka esiyor, başka kokuyor... Hafif bir meltem eşlik etti bize, Mavi Marmara'nın motorlarında... Birer tane meyve suyu ve sıcacık poğaçalar vardı ellerimizde... Motorda sokulduk, oturduk kuzumla dip dibe...
               Çok heyecanlıydı. Tren bilmiyordu öğrendi. Vapur bilmiyordu onu da öğrendi.:) Allahım bir günde ne kadar çok yükleme... çocuk şaşkın.:) Ben ondan daha şaşkın. Bir de "Ada" olgusu.:)) Bunlarla bitti mi sanıyorsunuz? Hayır tabii ki... Sırada; sahildeki çayhanelerde oturup, " Ada Çayı" keyfi yapmak var. Normal çayı iyi kötü biliyordu yavrucak! Allah Allah... şimdi bir de ada çayı çıktı.:)  Onu da içtik.:) Beğendi.:) Sırada; benim beş yaşından beri, aynı yolları arşınlamaya başladığımız ve kaderin bizi hiç ayırmadığı ilkokul arkadaşım Değer Teyzemizi ziyaret var.:)
                Hoplaya zıplaya yürümeye başladık.  Bir yandan da, nasılsa orası "Ada"... "Boş ver Nilgün seni kimse tanımaz" diyerek kendimi yüreklendirdim. :)   Mimozaları kaçırmıştım:(   Ama hanımeli ve güllerin kokuları bizimle beraber, Değer teyzemizin kapısına kadar geldi.    "Aman Allahım! Bu nasıl karşılama :)))) Değer teyzemiz balkona oturmuş, kuzuyu bekliyor. :) Oyuncak sepeti hazır... Salıncak balkona yerleşmiş... Top top mama yapılmış... Hatta ayağına göre terlikleri bile hazır...:))) İşte böyle benim can arkadaşım her zaman ince, her zaman düşünceli.    Canım Değerim iyi ki hayatlarımız  beş yaş kavşağında kesişmiş, iyi ki kızlarımız aynı bizler gibi arkadaş olmuşlar ve iyi ki torunlarımızı da aynı bizler gibi büyütüyoruz... Kısacası iyi ki varsın iki gözüm...

Not: Hanımeli reçelinden bir tabak sizin, toplarken yanımdaydın. Göz kirası cancağızım...:))) Defne kıza da yedirirsin.:) Kokusu adaya ulaştı mı?

Gerekli Malzemeler:

* "Rahat bir ayakkabı ve naylon temiz bir torba " demek geldi içimden.... Şaka şaka... Ama, bana onlar da lazım oldu.

Şimdi gerçek malzemeler:

* Bir buzdolabı poşeti dolusu Hanımeli (Sarı, beyaz fark etmez)Ayıklanmış ve yıkanmış hali bir su bardağı dolusu olmaktadır.
* 3/4 Su bardağı Su
* 3 Su bardağı Toz şeker

Yapılışı:

- Hanımellerinin ortasında bulunan tohumları çıkarılır. ( İpçik halinde olanlar) Biraz zaman alıyor ama zor değil.
- İçinde küçük böcekler kalmasın diye birkaç kere yıkanır. Süzgeç içinde yıkanmalıdır, çünkü; nazik bir çiçek
- Şekerin bir su bardağı olan kısmı üzerine gezdirilerek, bir gece buzdolabında bekletilir.
- Ertesi gün, içindeki şekerle biraz ovulur ve kenara alınır.
- İki su bardağı şeker ile su kaynatılır ve şerbet haline getirilir. Şekerle ovulmuş hanımelleri de eklenir ve bir taşım kaynatılır. Soğumaya bırakılır.
- Ilınan reçel tekrar bir taşım kaynatılır ve yarım limon suyu sıkılarak. Altı kapatılır.

Güzel rayihası ile "Hanımeli Reçeliniz" hazır. :)

AFİYET OLSUN:) Mutlaka deneyin, tam zamanı.


Perşembe, Mayıs 16, 2013

Regaip Kandiliniz kutlu olsun. " BADEMLİ İRMİK HELVASI"







 Tüm arkadaşlarımın, Regaip Kandilini kutluyorum. Dualarınızın kabulü dileklerimle. Hepinize sevgiler.

Anneler Günü Pastası Tarifi:)) Çilekli...


Hepimizin annesi... Nermin ablam ( Dünürüm diyemiyorum, sanki uzak gibi geliyor.:) Kardeşim Jalemin annesi)

Hamağı buldum ama yatamadım:))) Ayıp olur diye...


Sevgili Jalem...Babaannemiz. Hep hamarat... Bizleri beslemek için çalışmalara başlamış bile...


Ana- kız çayıra, çimene yayıldılar:))


 Babalarımız, mangalların patronları:))) Pişirip pişirip,
bizim için tabakları doldurdular... Dedemiz. Sevgili Baki.


Yoğunluk nedeniyle; buzdolabına koyulan ancak çalıştırılmadığını son anda fark ettiğimiz:( erimiş iki pastamızla, Cici babaannemiz (Jalemin ablası) Şefikamızın yaş gününü kutladık. :))


Yemeği fazla kaçırınca:))) Eritmek için her yolu denedim. Küçük damadım ve ben ufak bir maç yaptık:)))


Bu arada Serpilimiz ve İlhanımız bize piknikte katılamadılar. Onlar Lüleburgaz'da yaşıyorlar ve Sevgili İlhan biraz rahatsızlandı.:( Bundan sonraki "Anneler Günü"nde onların da aramızda olması ümidiyle...:)

     Pastamızın tarifi, elimizde olmayan nedenlerle biraz geç geldi.:) Özrümüzün kabulünü rica ediyoruz efendim:)

 Kek için gerekli malzemeler:


- 3 Yumurta
- 1 1/2 Su bardağı toz şeker
- 1/2 Su bardağı Süt
- 100 gr Yumuşak margarin
- 1 Paket Kabartma tozu
- 1 Paket vanilya
- 1 Tatlı kaşığı limon rendesi
- 2,5 Su bardağı Un

Kekin yapılışı:


* Yumurta ve şeker beyazlayana kadar çırpılır.
* Süt ve  yumuşak margarin  ilave edilerek çırpmaya devam edilir.
* Kuru malzemeler; un,kabartma tozu, vanilya elenerek havalandırılır ve sıvı malzemeye ilave edilir.
* Hazırlanan karışıma, limon kabukları da ilave edilerek,  26 cm 'lik bir kek kalıbına dökülür, önceden ısıtılmış 160 derece fırında, kürdan testinden başarılı çıkana kadar pişirilir.

* Kek ılındığı zaman ortadan ikiye bölünür.

Ara dolgu için gerekli malzemeler: (2 ayrı dolgu malzemesi var)

1.Dolgu malzemeleri:

- 300 gr. Çilek (Püre haline getirilmiş) 
- 1 Yumurta sarısı
- 2 Su bardağı süt
- 3 çorba kaşığı şeker
- 1 + 1/2 çorba kaşığı mısır nişastası
- 1 + 1/2 Çorba kaşığı Un
- 1/2 paket vanilya
- 1 yemek kaşığı tereyağ
- 1 Su bardağı blendırdan geçirilmiş (un gibi) kek parçacıkları  (Buzluğumda, imalatlarımdan arta kalanlar:)))
Yapılışı: 

* Süt, un,yumurta sarısı, mısır nişastası, vanilya ve şeker çırpılır ve muhallebi gibi pişirilir. 
* Kaymak tutmaması için çırpılarak soğutulur.
* İçine çilek püresi ve kek parçacıkları ilave edilerek bir kenara alınır.

2. Dolgu malzemeleri:

* 300 gr çilek püresi
* 1 paket labne peyniri (Sek ya da Pınar)(200 gr)
* 1 yemek kaşığı toz jelatin
* 1/2 çay bardağı ılık su

Yapılışı :

* Çilek püresi ve labne peynir çırpılır
* Yarım çay bardağı ılık su içinde toz jelatin eritilir ve karışıma ilave edilir.

Pastanın birleştirilmesi:

* Kelepçeli bir kalıbın tabanına, ortadan ikiye böldüğümüz kekimizin bir katı yerleştirilir.
* Basit bir şurupla ıslatılır. ( Ben çilekli meyve suyu ile ıslattım)
* Üzerine, 1. dolgu malzemesi yayılır.
* 2. kat kek dolgu malzemesi üzerine yerleştirilir ve tekrar şurupla ıslatılır.
* En üste;   labne ve çilek püreli karışım dökülerek buzdolabına donması için kaldırılır.
* 3-4 saat donması için dolapta bekletilmelidir.

Pasta 3-4 saat sonra dolaptan alınarak, kelepçeli kalıp dikkatlice çıkarılır. Bir paket sade ya da orman meyveli krem şanti, 1 su bardağı sütle çırpılarak, kenarlarını kapatmakta ve süslemede kullanılabilir. Üst bölümü için 5-6 adet çilek ince ince kesilerek, istediğiniz şekilde pastanın üzerine yerleştirilir ve çileklerin kararmaması için renksiz jöle ile sıvanır.

AFİYET OLSUN:)


Cumartesi, Mayıs 11, 2013

Anneler Gününüz Kutlu Olsun:))





                    Tüm annelerin, anne adaylarının, anne olmayıp bir çocuğun başını sevgi ve şefkatle okşayabilen her arkadaşımın "Anneler günü" nü kutluyor, annesini benim gibi kaybetmiş arkadaşlarımın anneleri için de Tanrıdan huzur içinde uyumalarını diliyorum. Pasta hepinize benden arkadaşlar.:) Tarif hafta arası...:)))

                     Sevgiyle kalın ve Afiyet olsun.:)

Cuma, Mayıs 10, 2013

Pastırmalı Ve Sebzeli Börek






                    Yaz aylarında veda etmek zorunda kaldıklarımızdan biri de pastırmadır.:) Gerçi çok fazla tüketmeyiz ama, arada bir aklımıza gelirse de hakkını vermeye çalışırız.:) Şimdilerde; brunch adı altında cumartesi-pazar günleri tüm işletmelerde verilmekte olan sabah kahvaltılarının da baş köşelerini süsleyerek, aklımıza sıkça gelmesini sağlıyorlarsa da , yazılı olmayan sosyal yaşam kuralları nedeniyle yine de uzak kalmayı tercih ediyoruz.:) Bu hafta sonu kuralları falan bir tarafa bırakmaya ve sıcak günler başlamadan pastırmayla Ekim ayına  kadar vedalaşmaya karar verdim.:) Hem anneler günü için, her yıl yaptığımız bizim için klasikleşen "Anneler Günü Pikniği" mize eşlik eder ve açık havada güzel gider... Hem de çocukların siparişleri yerine getirilmiş olur düşüncesinden yola çıkarak, iki büyük ruloyu hazırladım.:) Pastırma deyince ilk önce aklınıza ne gelir? Kuru Fasulye ile ne kadar yakıştığı değil mi? :)) Valla ben de bayılırım ama pikniğe de elimde güveçle gidemem.:))) Ya Pastırmalı yumurta?:))) O da harika olur ama piknik ortamına yine uzak düşer...:) Herkes etlerini yaparken, biz mangalın üstünde pastırmalı yumurta pişiremeyiz ya:)))) Eh ne yapalım, börekte kullanırsam hem atıştırmalık olur, hem de götürülebilmesi kolay.:) Mangalı da meşgul etmeyiz böylelikle...:) İnanır mısınız bilmem... Ne yapacağıma karar vermem, yapmaktan daha çok vaktimi aldı.:)))) Sonunda, bu çok bilinen, ancak her yediğimde bir kez daha hayran kaldığım bu börekte karar kıldım.


Gerekli Malzemeler:

- 4 Yufka
- 3 yumurta
- 3/4 Su  bardağı süt
- 1/2 Su bardağı sızma zeytinyağ
- 1 Demet pazı (sadece yaprakları)
- 3 Adet Havuç
- 200 gr Pastırma
- 2 orta boy soğan ( Pazı ve havucun kavrulması sırasında, içlerine 1'er adet küp kesilmiş)
- Bir miktar sıvı yağ

Yapılışı:

* Pazının yaprakları yıkanıp doğranır ve bir miktar tuz ile ovularak suyu çıkarılır. Bir soğan küçük küpler halinde doğranarak, pazılar kavurulur.
* Havuçlar rendelenir ve o da bir soğan ile birlikte kavrulur.
* 3 yumurtanın beyazı ve 2 yumurtanın sarısı bir kasede hafifçe çırpılır. İçine süt ve sızma zeytinyağ eklenir.
* Yufkaların 1'i tezgaha yayılır. Üzerine hazırlanan yumurtalı ve sütlü karışım gezdirilir ve 2. yufka serilir.
* 2. yufkanın üzerine tekrar sos dökülür ve kavrulmuş pazılar yayılır .
* 3. yufka pazıların üzerine serilir,  tekrar sos gezdirilir ve kavrulmuş havuç yayılır.
* 4. yufka havuçların üzerine yayılır, sos gezdirildikten sonra pastırmalar serilir.
* Tüm yufkalar, fazla sıkıştırılmadan sarılır ve iki başı düzeltilerek. Fırın tepsisine yerleştirilir.
* Üzerine yumurta sarısı bir miktar sıvı yağ ile karıştırılıp sürülür.
* 180 derece fırında kızarıncaya kadar pişirilir.

AFİYET OLSUN:)

Pazartesi, Mayıs 06, 2013

Pancarlı Rulo Kek (Tuzlu)





                              Semt pazarlarını turlamaya bayılırım.:) Çoğunlukla güzel otlar oluyor bazı esnaflarda. Onlardan bir şeyler üretmekte benim hobilerimden.:) Genelde tatlı üzerine çalışırım ama bu defa hoş bir lezzet yakaladım. :) Pancarı, pancar olarak aramıyordum ki... O güzel yapraklarına vuruldum ve illaki bir şey yapabilirim düşüncesinden yola çıkarak, bu pancarlı keki ortaya çıkardım.:) Asıl olarak kafamdaki... Yaz aylarında bolca yapılan salataların içine pancarı turşu haline getirip katabilmek ve yapraklarını da bir kaç değişik ot ve soğan yardımıyla kavurup, ya böreğin içine ilave etmek ya da yumurta ile yapmaktı.:) Bakın nereden nereye geldim ve karşınıza "Pancarlı rulo kek" olup çıkıverdi.:)))) Yapraklarına gelince; o, tam tasarladığım gibi kavurma olmaya adaylığını korudu ve tavaya girip gereken  şekilde hayat buldu.:) Ben mutfağı seviyorum arkadaşlar, tatlısı ile tuzlusu ile... Keyfim kaçmışkende, yerindeykende....

Gereken malzemeler:

- 2 Orta boy Pancar (Adana pancarı buldum rengine inanamazsınız.:))
- 3 Yumurta
- 3 yemek kaşığı Un
- 1 Tatlı kaşığı Reyhan  (Kuru)
- 1 Tatlı kaşığı Fesleğen (Kuru)
- 4-5 dal ince kıyılmış dereotu
- 5 yemek kaşığı tepeleme süzme yoğurt
- 1/2 çay bardağı Mayonez
- 4 Diş Sarımsak
- 1 Çay bardağı ince kesilmiş kornişon turşu
- 1 Çay bardağı ince kesilmiş Kapya biber turşusu
- Biraz tuz

Yapılışı:

* Pancarlar yıkanıp, soyulmalı ve üzerine çıkacak kadar su koyulup haşlanmalıdır.
* Haşlanmış pancarlar süzülüp, blendırda püre haline getirilerek mevcut suyunu salması için süzgece alınmalıdır.
* Süzülen pancarlara yumurta sarıları, reyhan, fesleğen,dereotu ve un eklenerek koyu bir karışım haline getirilmelidir.
* Yumurtaların beyazları kar haline getirilerek, köpükler söndürülmeden karışıma birkaç defada ilave edilmelidir.
* Fırın tepsisine yağlı kağıt yayılmalı, kağıt bir miktar sıvı yağ ile yağlanmalı ve karışım dökülüp üstü düzeltilerek 170 derece sıcak fırında pişirilmelidir.
* Kek piştiğinde, sıcakken kağıtla rulo yapılmalı ve soğuması için bir kenarda bekletilmelidir.
* Süzme yoğurt, mayonez, ezilmiş sarımsak, kornişon turşu ve kapya biber turşusu biraz tuz ilavesiyle bir kapta karıştırılmalı ve soğuyan kekin üzerine sürülmelidir.
* Kek rulo şekilde sarılmalı ve servisten önce, bir gün süreyle buzdolabında bekletilmelidir.

AFİYET OLSUN:)

Perşembe, Mayıs 02, 2013

Hayallerimin Kurabiyeleri "White Marzipan Cookies"




Hayallerimin Kurabiyeleri...:) Belki kızımın Nikah şekerlerini böyle hazırlayacağım:))



Pişmeye hazırlanırken verdikleri poz...:))


Bu güzelliklerle uğraşmaya bayılıyorum...:)))


Yardımcı arkadaşım... Bu güzel kalp:)))

                       Yıllarca sabahtan akşama kadar koşuşturduktan sonra, emekliliğimi yaşarken şu başıma gelenlere bakın.:) Saatlerin yetişmediği hafta sonlarında, sadece hayal ederek yaşadım bu güzellikleri.:) Eh! bir gün çalışma hayatına "bye bye" diyeceğim. "O güne kadar, kimlere hizmet ederseniz edin" ama emekli olunca, "ben varım sırada" diye de hatırlatma yapmıştım kendilerine.:) Sıra bana geldi nihayet. Almanların, "White Marzipan Cookies" olarak isimlendirdikleri bu hamura, bu güzel kalıp eşli etti.:) Renklendirmesi bana ait.:))
Lezzeti de, gösterişi kadar güzel emin olun :) Nereden mi biliyorum? :))  Çünkü; birincisini boyar boyamaz acele yedim.:))) Çocuklar duymasın.:))


Gerekli Malzemeler:

- 1 Su bardağı toz badem
- 1 + 3/4 Su bardağı Pudra şekeri
- 1 Yumurta beyazı
- 1/3 Su bardağı + 2 yemek kaşığı Un
- 6-7 Damla acı badem aroması

Yapılışı:

* Badem tozu ve pudra şekeri blendırda çekilir.
* Toz karışıma, yumurta akı , elenmiş un ve badem aroması eklenerek iyice yoğurulur.
* Hamur  streçe sarılarak,1 saat dinlendirilir.
* Dinlenmiş hamur 1 cm kalınlığında açılıp, çeşitli kalıplarla kesilir.
* Şekillendirmiş kurabiyeler, kuruması için oda sıcaklığında 12 saat kadar kurutulur.
* Kuruyan kurabiyeler 135 derece (önceden ısıtılmış) fırında 20 dakika pişirilir.

AFİYET OLSUN:)