Pazar, Nisan 19, 2015

Soğuk büfe sezonumu açıyorum...:)) Bugünün kraliçesi Enginar Kalbi.



Enginar Kalbi...


Zeytinyağlı çalı fasulyesi...


Zeytinyağlı barbunya fasulyesi...

                    Mutfağa girdiğim belli oluyor mu?:)) Havalar ısınınca biz de zeytinyağlılar devreye girer. Herkesin damak tadına uygun bir imalat var.:)
                 
                    Şimdi bir bir anlatayım. Son yayınımı  7 Nisan'da yapmışım... Sonra?... Sonrası mı??? Bir gezmek...bir gezmek. Sabah yataktan kalkıp, kuzuyu geçirdim mi, kendime talimat veriyorum. " Haydi bakalım Nilgün, hazırlan doğru sokağa... Işık hızıyla, yataklar toplanacak, geceden toplu bırakılan oturma mekanlarının tozu alınacak, yerler "fırtttt" diye  tozundan arındırılacak ve bir kahve içilip, sokağa fırlanılacak... :))) "Niye bunca acele"? diye sorun bakalım:) Cevap yok! Niye mi? Ben de bilmiyorum çünkü:))
                     Muhtemelen güzel bir hava oluşu, beni ilk tetikleyenlerden biriydi. Sonrasında soğuk ve bol gripli geçen bir kışa "elveda " diyor oluşumuz sayılabilir... Daha? daha? diye kafamı kurcalarsam... Belki bir Nisan çocuğu olmam ve baharın etkileri bile sayılabilir. :) Her neyse sebep, fazla irdelemiyorum. Kısacası; bana iyi geldi. Çıktım hava aldım, gözüme takılanları satın aldım, semt pazarlarında dolanıp yeşile, doğaya, ota, sebzeye, meyvaya ...Kısaca renklere olan özlemlerimi giderdim.
                      Bu işin bir tek olumsuz yanı var, biraz ondan, biraz bundan derken, aldıklarımın ağırlık hesabını karıştırmam ve eve pazar sepeti edasıyla dönmem:))) Eve varmakla bitiyor mu sanıyorsunuz??? Kocaman bir "HAYIR" :)) getirdiklerini yıka, doğra, pişir, kotar... Yaptıklarına buzdolabında yer ara bul.:))
                       İşte güzel dostlarım bunları yapıp, yorgunluktan bitap, bir koltuğa çöküş ve ertesi gün nereye kaçarım diye beyin jimnastiği yaparak günlerimi harcayıp, duruyorum.:))
                       Bahar çarptı güzel dostlar, elbet durulacağım:) Ama bakalım ne zaman? :) Neyse ki sağlığımız yerinde olsun da, bakla tenceresi gibi kaynayalım:) Olsun varsın.

Yerli enginar kalbi getirmiş, enginarcım. Kaçmazzzzz:)) Tuzla'dan bahçe işi...

Gerekli Malzemeler:

- 1 Demet taze soğan
- 1 orta boy kuru soğan
- 20-25 adet enginar kalbi
- 4 tatlı kaşığı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 1 adet Limon suyu
- 1 çay bardağı bezelye
- 1 küçük havuç
- 1 küçük patates
- 1/2 çay bardağı Riviera zeytinyağ
- Üzeri için 3 yemek kaşığı sızma zeytinyağ, ve dereotu

Yapılışı:
* Kuru soğan küçük küpler halinde, taze soğanda ince ince doğranır.
* Riviera yağda soğanlar kavrulur.
* Yıkanıp, limonlu suda bekletilen, enginar kalpleri ortadan ikiye bölünür.
* Patates ve havuç küçük küpler halinde doğranarak, bezelyelerle birlikte, kavrulan soğanlara ilave edilir.
* Şeker, tuz ve limon suyu eklenir.
* İkiye bölünmüş enginar kalpleri ve bir miktar sıcak su da ilave edilerek, pişirilir.
* Altı kapatıldıktan sonra, üzerine sızma zeytinyağ gezdirilir ve dereotu serpilir.

AFİYET OLSUN:)


20 yorum:

  1. Ne kadar güzel görünüyor,zeytinyağlı tabakları..ellerinize sağlık...Hava ısınınca bende dolapta çeşit çeşit zeytinyağlılar görmek istiyorum:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim mutfağımız sıcak geçen yaz aylarında, aynen bu menülerle donanıyor. Yanında salata çeşitleri ve ızgara et ya da köfte... Yeterli oluyor. Yazın hali hep başka olur zaten:) Sevgiler

      Sil
  2. zeytinyağlılar bizim ailenin de gözdesidir. rumelili olduğunmuzdan mıdır ? nedir? pek severiz. sizde hepsini en iyi şekilde yapıp gayette leziz eylemişsizniz görünen odur. afiyet olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Rumelililer gerçekten severler zeytinyağlıyı. Muhtemelen, ailelerimizden gördüklerimizden, esinlenerek mutfaklarımızı oluşturduğumuz için, annelerimiz bize sevdirmiş, biz de çocuklarımıza sevdiriyoruz.:) Teşekkürler güzel yorumuna. Sevgiyle kal.

      Sil
  3. Zeytinyagli yemekleri cok severim. Kim sevmezki degilmi? Ellerine saglik. Bol gez, bol pisir arkadasim. Saglik en onemlisi. Boyle guzel yorgunluklar hic bitmesin insallah. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Şuleciğim:) Bu işler biterse, hayat da bitmiş demektir. Çok şükür, sağlığımız yerinde olsun varsın koşuşalım. Sevgiler canımcığım:)

      Sil
  4. afiyet bal şeker olsun. Ellerinize sağlık.. hepside nefis. tarifde çok güzell.

    YanıtlaSil
  5. Haklısınız bu havalar bence hepimizi çarptı, Allah can sağlığı versin,işler biter mi? Enginarın her türlüsüne bayılıyorum, hele minicik kalplere... Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu aylarda içimiz dışımız enginar:))) Bizim evde de çok yenir. Semt pazarında bir esnaf, Tuzla tarafından getiriyor ve çok güzel oluyor. Çok teşekkür ederim sıcacık yorumuna. Sevgiler kucak dolusu.

      Sil
  6. oh mis!
    yemin ediyorum canım çekti,çarşamba koşa koşa pazara gidiyorum nilgün enginar yapılacak:)
    sevgiler,eline sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımsın benim:)) Senin de sebzelerle olan yakınlığını çok iyi biliyorum:) Ne güzellikler çıkar, sen elini değince.:) Şimdiden afiyet olsun.. Sevgiler zarif hanım:)

      Sil
  7. Ama bunlar mis gibi görünüyor :) Ellerinize sağlık ve günaydınlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Hamiyet Hanım sağolun:))

      Sil
  8. Sevgili Nilgün,

    Postun sonunda sağlığımız yerinde olsun da, bakla tenceresi gibi kaynayalım sözcüğünü okuyunca o kadar hoşuma gitti ki bir süre güldüm. Slogan gibi. Lisedeyken Nisan ayı gelince kan değerlerim düşer sürekli başım dönerdi. Bu haldeyken yakınlarıma "ben her bahar aşık olurum " şarkısını söyler dururdum. Annem kızar söyleme kızım herkes ciddiye alır derdi. Nostalji kokan yazıların, İnsanı geçmişin derinliklerine sürüklüyor, Lezzetli sofraların, Güzellikler barındıran yüreğini, Üzüntüler hiç uğramasın evine, Niyetimiz belli seviyoruz seni ( Büyük harflere dikkat).Bakla tenceresinin ne anlama geldiğini pek kavrayamadım ama bahar nisan doğumluları farklı etkiliyor galiba.

    Soğuk büfe çok güzel, ne demişler komşuda pişer bize de düşer. Yerli enginar Ankara' da fazla kabul görmüyor gibi, soyulmuş hali daha çok revaçta. Ben yerli enginarı bir kez su doldurduğum vazoya kor, başka su koymadan çiçek açtırırdım. Çok güzel çiçek açıyor. Galiba çok yazdım. Her şeyin gönlünce olmasını dilerim. Kocaman sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Öznur:))

      Biz üç kardeştik, bir zamanlar. Ve... üçümüz birden kudurup, yaramazlık yapmaya başlayınca, anneciğim " bakla tenceresi gibi kaynamayın" diye bağırırdı. :))) Sanıyorum, kaynarken çok hareketli oluyor ki:)) Anacığım bu yakıştırmayı yapıyormuş. Kökeni tamamen annem yani. Bu arada bahar doğumlu olmak gerçekten farklı kılıyor insanları. Nisanla ilgili çok acı anılarım olsa da, bu ayda doğmuş olma ve etkilerinden nasip almış olmamı engellemiyor. Gerçekten, tomurcukların patlaması, baharların açması, ortaya yayılan toprak kokusu, hatta hatta Mart da dünya ya gelip, annelerinin korumasından ufak ufak kurtulmaya çalışan kedi yavruları...Bana hep yeniden doğuşu hatirlatıyor. Sanki; eskiye sünger çekip, yeniye kucak açma zamanı gibi geliyor... Daha iyimser, daha güler yüzlü, daha hoşgörülü hissediyorum kendimi:)) Kısacası bahar bana iyi geliyor.:)
      Öznurcuğum,keşke yakın olsak ve dostlarımıza her zaman açık olan soframızda, hatıraları yadederken, yemek de yiyebilsek:) Belli mi olur, belki yolunuz İstanbul'a düşer, ve ben de seni memnuniyetle ağırlarım. Benim yorumum da mektup gibi oldu:))) Sevgiler güzel dostum. Naifliğini, dostluğu ve açık yürekliliği çok seviyorum.

      Sil
  9. Sevgili Nilgün,

    Bilgisayarımdaki sorundan dolayı güzel yanıtın yanıtsız kaldı. Bende senin gibi yüreği güzel bir insanla sohbetler yapmayı doğaldır ki çok isterim. Zarif teklifin için çok teşekkür ederim. Ancak, bir şey söylesem belki inanmazsın. Birçok ülkeyi ve Türkiye'nin birçok şehrini ve hatta ilçelerini bilen kişi olarak, İstanbul'u fazlaca bilmem. Nedeni, İstanbul'a gelişlerim çoğunlukla iş gezileri için 2-3 günlük olmuştur. Yorumu okuyanlar da bu hanım Marie Antoinette gibi yazıyor diyecekler. Ankara da doğmuş ve büyümüş daha doğrusu yaş almış kişi olarak, İstanbul'da yaşamak hep gözümde büyümüştür. Umarım bir gün yollarımız kesişir. Dilerim acıların kum tanesi kadar küçük, mutlulukların Nisan yağmurları kadar bol olsun. Hayatta bazen ağlarsan da o da mutluluk gözyaşları olsun. Kocaman sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yine geciktim Öznurcuğum:) torunumun 23 Nisan gösterileri, gelen misafirler, hafta sonuna bağlanan tatiller ve tümü evde olan ev halkı olunca benim pc başına oturmam yine sorun oldu.:) çok şükür ev kalabalık, evden gelinlikle yolladıklarım da iki , üç kişi biçiminde geldikleri için trafiğimiz kalabalık, tanrı tenha bırakmasın kimseyi diyorum.:) İstanbul hem büyüleyecek kadar güzel, hem de nefret edeb
      Kecek kadar kalabalık ve sorunlu. Ben burada doğup büyüdüm. Eski Modalı, yeni Göztepeliyim. Hayalim emekli olduktan sonra, güneyde bir sahil kasabasına gitmekti ama benim sahil torunumla şekilllendi:) şimdilik yuvada, okula başlayınca düşüneceğim ne yapacağımı:) güzel dileklerin için çok teşekkürler güzel dost. Bu aralar blogdan biraz uzağım çünkü;) yine TEOG sınavları , 1 Mayıs bayramı ve hafta sonuna bağlanan curcuna;)))) sevgiyle kal Öznurcuğum,

      Sil
  10. Yemekler harika görünüyor elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Sevgili Reyhan:) sevgiler yolladım.

      Sil