Salı, Kasım 11, 2014

Simit sever misiniz? Kocaman "Evet"leri duyuyorum:))



Hamurumu tuttum ve mayalanmaya bıraktım:) Bugün hava güzel mayalanma doğal yollardan olabilir.


Şu susam nereye girse, hem görüntü hem lezzet patlaması yaşatıyor.



                           Gelelim bu günün hikayesine... Hava güzel, güneşli tam yürünecek ve dükkanlara girip çıkılacak gibi. Ama nerdeee... Bizim prenses yeni doğrultmuştu kendini, baştan vurdu kafayı yatağa.:( Bu seneki gripten fazlaca aldık nasibimizi.:( Grip, gripliği ile kalsa yine, "hadi neyse paçavra hastalığı, ilaç içersen 7 günde, içmezsen bir haftada geçer" diyeceğiz ama öyle değil işte. Orta kulak iltihabı, dış kulak yolunda sıkıntı, idrar yollarında sıkıntı... Hatta bazı dostlardan aldığım haberlere göre, vücutta döküntü gibi bazı tuhaf etkileşimleri bile olabiliyormuş. Antibiyotik kullanmayı sevmeyen yeni sistem doktorlar, antibiyotiksiz çözüm bulamıyorlar. Geçecek diyoruz ve hakkımıza razı oluyoruz. Bu arada anlaşılacağı üzere, yavru kuş evde ve nasıl vakit geçireceğimiz konusunda sabahtan program yapıyoruz.:) Tabi bu programı ateşin düştüğü saatlerde uygulamaya koyuyoruz.:) Çünkü derece 39 üzerine çıkınca,seriliyor kucağıma:(
                          İşte meşguliyetlerimizden biri bu güne özel... Simit... Evde sevmeyen yoktur, bizim ufaklıkta dahil bu kadroya:) Ama dışarı çıkamıyoruz ve artık eskisi gibi sokak aralarında bağırarak dolaşan ve akşam üzeri çaylarına yarenlik eden simitleri satan simitçiler yok. Onlarda, gelişimden:))) nasiplerini aldılar ve belediyelerin süslü püslü simitçi tezgahlarında, köşe başlarını tuttular.
Peki bu şartlarda ne yapacağız? Tek seçenek;))  evde imal edeceğiz. Doğruyu söylemek gerekirse, evimizde bunca sevilmesine rağmen, simidi evde yapmayı hiç denememiştim. Sanıyorum sokak simitçisinden alıp, yanına peynir, domates ve dumanı tüten bir çay ile kombinlemek öylesine yaygınlaşmış ki, yapmak aklıma bile gelmedi. Ama bloglarda yapan arkadaşlarımı gördükçe, "bir gün mutlaka" demeyi de ihmal etmiyordum. İşte gün, bu günmüş...
                          Tarif. Refika'dan, yarım ölçü uyguladım. 120 gr lık 6 tane büyük simidimiz oldu:)) Bir de küçük simidimiz...Yakında, zeytinli ve kaşar peynirlisini deneyeceğim. Bir kere bulaştım artık:))  Refika Hanım'a teşekkürler.

Gerekli Malzemeler:

- 500 gr un (Sinangil)
- 300 ml ılık su
- 1 tatlı kaşığı toz şeker
- 1 Tatlı kaşığı tuz
- 1+1/2 çay kaşığı kuru maya

Simitleri batırmak için:

- 1/3 bardak üzüm pekmezi
- 1/2 çay bardağı su
- 1 tatlı kaşığı un
- Yeterince yarı kavrulmuş susam

Yapılışı:

* Un ve tuz elekle elenerek havalandırılır.
* Maya ve şeker ılık suyun içine karıştırılarak, 10 dakika kadar beklenir.
* Elenen unun ortası açılarak, mayalı ılık su ilave edilir ve un yavaş yavaş kenarlardan alınarak, hamur yoğurulur.
* Mayalanması için beklenir.
* Susamlar, bir teflon tavada biraz kavrulur ve pembeleştirilir.
* Mayalanan hamur, 6-7 bezeye ayrılır.
* Her beze, ikiye bölünerek, avuç içi ile uzunlamasına inceltilir.
* İnceltilen hamurlar, birbirine sarılarak, örgü şekli verilir.
* Üzüm pekmezi, su ve un derin bir kapta karıştırılır.
* Örgü şekli verilen hamurlar önce pekmezli karışıma sonra da susama batırılır.
* 200 C derecede önceden ısıtılmış fırında pişirilir.

AFİYET OLSUN.:)

20 yorum:

  1. Ah nasıl güzelliktir bunlar! Simit nasıl sevilmez ki? İçim gitmedi desem, yalan olur. :)
    Kuzuya da çok geçmiş olsun. :( Tez zamanda sıhhatine geri kavuşur, umarım...
    Ellerine sağlık Nilgün annem, öpüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yahu üzülüyorum:( ben biraz yemek yayınlamaktan vazgeçeyim bari:)) Gerçekten konu simit olunca ben de aynı şeyleri hissedenlerdenim. Kuzu çok teşekkür ediyor ağabeyi. Geçse de okuluna tekrar başlasa... Okula başladığından beri, üç gün ateşli, iki gün okulda gibi garip bir devam durumumuz var:( Okula ilk başlayanlarda, fazla koruma nedeniyle çok rastlanan bir durummuş. Teşekkür ederim benim can oğlum:)

      Sil
  2. Çok geçmiş olsun kuzuya, havalar güzel gidiyor aslında , ama kuzular hep hasta , benimde Ege hasta, gelip geçici hastalıklar, Rabbim dermansız dert vermesin kuzularımıza..
    simit te simit hani, kokusu geldi ta buralara, bizim muğlanın simidi de ünlüdür çıtır çıtır..Onun için hiç denemedim evde yapmaya, ama dediğin gibi dışarıya çıkılamayan zamanlarda neden olmasın, mis gibi ev simidi, ev de yapılan ,içine sevgi katılan...ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Gülizim. Bunlar gelip geçici rahatsızlıklar. Ege'me de geçmiş olsun. Bu kuzular çok nazenin. :) Buluttan bile işkilleniyorlar:))) Evde kalma zorunluluğu oluştuğunda ve can simit çekerse, kurtarıcı. Tazeyken harika oluyor. Sevgiyle kal Muğlanın güzel annesi.:)

      Sil
  3. Oy kuzum benim, bir an önce iyileşsin inşallah.
    Bu aralar nete fazla giremiyorum ama bu simidi gördüm, koşa koşa geldim. Ankara'da da simidi çok severiz; hatta bir kaç gün önce Heyyfi, ben ve Birgül bir simitçide oturup bol bol sohbetler ettik. Tabi ki senin ve Emel'in de kulaklarını çınlattık.
    Cancağazım ellerine sağlık, afiyet bal olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cansınız hepiniz:) Ne güzel olmuş, toplanmışsınız. Tevekkeli değil kulağım çınlamıştı. Ah! yakın olsak, Heyyfimin çayı hep tazedir, ben de simit yapardım. Oturup iki lafın belini kırardık. Emelim,Şulem ve sevgili Asuman bizlerden çok uzaktalar ama hep kalbimin bir köşesi kadar da yakınlar. daha Ankara'da çok arkadaşımız var. Bir toplantıda İzmir için gerekli:))) Bir gün mutlaka yakın düşeceğiz ve çok lafın belini kıracağız inanıyorum:)) Hepinize sevgiyle sarıldım.

      Sil
  4. Nilgüncüm, üç öğün yediğim tek birşey var, o da simit:) Evde yaptıklarımda çok başarılı olamadım ama senin tariflerin şaşmaz. Haftasonu hemen yapacağım. Yanına izmir tulumu alıp, çayımıda demledim mi, harikalar diyarındayım o vakit.
    Çok sağol, varol.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emelciğim benim gün ışığı gibi aydınlık arkadaşım.:) Ben de aynı sen gibiyim.Her öğün yiyebilirim ve asla şikayet etmem. Ben de ilk defa yaptım. Sıcakken bayıldık. Sokak simitleri de fırından çıkar çıkmaz harika olur bilirsin.:) Ah o İzmir tulumu:))) Yahu biz yemekler konusunda da hemfikiriz:) Şimdiden afiyet olsun güzel arkadaşım. Ellerine sağlık dedim bile...

      Sil
  5. Bi kocaman evet de benden:))))özellikle Ankara simidini çok seviyorum, yanında çay, peynir offf:)))ama hiç kendim yapmadım eline sağlık, kuzuya çok geçmiş olsun ben antiyibotiksiz atlatamadım çok öksürüğüm vardı geceleri uyutmuyordu yani antibiyotiksiz olmuyor:(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjdem benim de ilk deneyimim. Ankara simidinin farkını bilmiyorum ama adı simit olan herşey benim için muhteşem:) Bir de Çamlıca simidi var şimdilerde, sütlü ve hafif tatlı kıtır kıtır. O da, çok güzel. Sana da geçmiş olsun. Bu sene yıktı geçti herkesi. Bizim ufaklıkta da öksürük çok ve broşlar neredeyse, bronşit denilecek kadar dolu.:( Söktürücü şuruplar veriyoruz. Öksürüğü idare edemediği için, tutunca yediklerini de çıkarıyor.:( İyileşecek inşallah. Sen de dinlen güzel arkadaşım. Bu hastalığın mutlaka dinlenmeye ihtiyacı var.

      Sil
  6. Öğlen öğlen oldu mu ama yapılmaz ki bana:) yutkundum bilesin!
    kuzuya geçmişler olsun, havaların geçiş dönemi yakalanıyorlar her biri.. hafif atlatsınlar da..
    tarifi hafta sonu denemek şart oldu:)
    ellerine sağlık,
    sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Sebuşum:) Ersin'e de, sana da üzüldüm yani. Böyle de yapılmaz ki, yutkundurup bırakılmaz ki:) Teşekkürler sebuş, iyileşecek inşallah, zaten ateş düşünce tay gibi, yükselince seriliyor.:( Tarifi dene ve sıcak ye. Ben bulaştım bir kere, bir iki tarif daha buldum onları da deneyim en güzelini ayın simidi ilan edeceğim:)) Sevgiler en kocamanından

      Sil
  7. merhabalar blogunuzu çok beğendim takibe aldım bana da beklerim
    http://nevanurkece.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin Neva Nur:) İlk fırsatta bloguna ziyarete geleceğim.Sevgiler.

      Sil
  8. Benim bu gurbet ellere geldigimde (28 yil oncesi) ilk yaptigim "mayali hamur" denememdir "simit" nam-i diger gevrek :) Turkiye'de yasaninca evde yapmak dogal olarak dusunulmuyor tabii ki. Simdilerde biz de artik, Turk bakkalinda bulabiliyoruz ama yine de evde yapilan daha guzel oluyor.

    Sekline bayildim bu biraz bizim "kumru"muzu hatirlatti bana.

    Ellerinize saglik, minnosa da gecmis olsun.

    Sevgiler,

    Asuman

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın, yurt dışında yaşayan arkadaşlarımla konuştuğumda, en büyük hasretin simitle yaşandığını söylüyorlar. İzmirli olunca gevrek oluyor:)) üç öğün şikayetsiz yiyebileceğim tek gıda. Sizin Türk bakkalınız harika tüm malzeme var ve evde yapımı da zor bir hamur değil. Şekli uydurdum, sokak simitçilerinde de var bu model.:) Daha doğrusu yeni türeyen simit saraylarında. İçlerine zeytin ve kaşar peynir koyuyorlar. Onu da deneyeceğim. Minnoş da sana teşekkür etti. Bugün okula yolladık yine. İnşallah iyi gelir. Sevgiler yolladım.

      Sil
  9. Tekrar çok geçmiş olsun umarım şimdi iyidir. Simit gerçekten bambaşka bir olay. Sen söyleyince farkettim sokak simitçilerinin artık olmadığını. Görüntüler lezzetini anlatıyor zaten. Unun sinangil marka olmasının bir özelliği var mı? Bir de pekmeze batırınca tatlı olmuyor mu? Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol arkadaşım geçti gibi gözüküyor. Antibiyotik bitti umarım tekrarlamaz. Simit güzel bir lezzet sevmeyen yok gibi neredeyse. Sinangil kullandığımı yazıyorum çünkü, her mrka unun değişik bir sıvı kaldırma özelliği var, sinangil kullanıyorsan aynı miktarı uygula, başka marka kullanıyorsan son yarım bardağı dikkatli kullan! Fazlasını ya da eksiğini kullanabilirsin demek bu ;)) pekmeze batırıp çıkırınca, su ile inceltildiği için sandığın kadar tatlı olmaz;) ama yeme miktarını kaçıracak kadar tatlınolur;) teşekkürler arkadaşım.

      Sil
  10. Yorum yapmıştım akıbeti ne oldu acaba? :)) Bu arada dün yaptım bu simidi süper oldu ama çok kabardı azman bir şey oldu. Biraz da simit diye mahlep koydum ukelalık edip. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlhancığım ya! Spamlara gitmiş sen söyleyince buldum. Mahlep yakışır arkadaşım, uygun bir seçim olmuş. Ellerine sağlık.

      Sil