Yükse sesle "Pasta" dediğinizde; yediden, yetmiş yediye herkesin gözü üzerinizde olur. :) Sevmeyen var mıdır? diye düşündüğümde... "Çok azdır" cevabı geliyor aklıma. En kötüsü, sevdiğiniz halde doyasıya yiyememektir sanıyorum. :( Bilirsiniz... Yasaklar daima ilgi çekici olurlar. :) Annem ve dayım diyabet hastası olduklarından, ben de genetik olarak aday doğdum denilebilir. Uzun yıllar, sorunsuz olarak tükettim bu güzel dünya nimetlerini. Ancak; şimdilerde imal edip, ufak tefek tatlarına bakmakla yetiniyorum. :) Ne yapalım! bugüne kadar yediklerimize sayacağız. :)) Sanıyorum... Beni mutfağa iten en önemli nedenlerden biri de bu... Madem yiyemiyorum... O zaman, ben de yapar yediririm. :) Bu da gönlü hoşnut etmenin yollarından biri... Züğürt tesellisi de diyebiliriz.:)
Alman Pastası ile çocukluk, gençlik yıllarım da dahil olmak üzere 50 yılımı geçirdiğim Moda'da, artık var olmayan, ancak eski Modalıların hepsinin çok iyi bildiği " Nur Pastanesi"'nde tanıştım. İlk milföy hamurunu da çiğ olarak satan tek pastane idi...Sahibi de rum asıllı bir pasta ustasıydı. Bir gün önceden telefon eder, ihtiyacımız olan miktarı söyler, ertesi gün de gider alırdık. Hatta; almaya giden genellikle evin çocukları olurdu ve pastane sahibinin göz kirası olarak ikram ettiği, bir bisküvi yada bir çikolata parçasını avurtlarımıza doldurmuş olarak evlerimize dönerdik. :)
O' da; Moda' nın nostaljik geçmişinde, eski sararmış bir sayfa olarak yerini aldı artık..( Şimdiki gibi, "Git markete, bir paket milföy al... gel." yoktu ki... Eski günleri düşündüğümde, bazı şeyler, aya gitmek kadar olanaksız gibiymiş. :) Ama bakın hepsi gerçek oldu. :)) Teknoloji çok güzel... Ancak, dostlukları kısıtladı galiba...
Alman Pastası ile çocukluk, gençlik yıllarım da dahil olmak üzere 50 yılımı geçirdiğim Moda'da, artık var olmayan, ancak eski Modalıların hepsinin çok iyi bildiği " Nur Pastanesi"'nde tanıştım. İlk milföy hamurunu da çiğ olarak satan tek pastane idi...Sahibi de rum asıllı bir pasta ustasıydı. Bir gün önceden telefon eder, ihtiyacımız olan miktarı söyler, ertesi gün de gider alırdık. Hatta; almaya giden genellikle evin çocukları olurdu ve pastane sahibinin göz kirası olarak ikram ettiği, bir bisküvi yada bir çikolata parçasını avurtlarımıza doldurmuş olarak evlerimize dönerdik. :)
O' da; Moda' nın nostaljik geçmişinde, eski sararmış bir sayfa olarak yerini aldı artık..( Şimdiki gibi, "Git markete, bir paket milföy al... gel." yoktu ki... Eski günleri düşündüğümde, bazı şeyler, aya gitmek kadar olanaksız gibiymiş. :) Ama bakın hepsi gerçek oldu. :)) Teknoloji çok güzel... Ancak, dostlukları kısıtladı galiba...
Malzemeler:
- 2 Yumurta
- 1 Çay bardağı yoğurt
- 1 Çay bardağı ılık su
- 1 Çay bardağı ılık süt
- 1 Çay bardağı Toz şeker
- 100 gr Tereyağ (oda sıcaklığında)
- 1 Çay kaşığı Tuz
- 1 Paket Instant Maya (Dr. Oetker)
- 1 paket vanilya (Damla sakızlı Dr. Oetker)
- 4,5 - 5 Su bardağı Un (Toparlanana kadar) Unun kalitesine göre değişebilir. (yumuşak hamur)
Yapılışı:
* Derin bir kapta, un haricindeki tüm malzemeler karıştırılır.
* Un yavaş yavaş ilave edilerek, kulak memesi kıvamında bir hamur oluşturulur.
* Hamurun üzeri streç folyo ile sarılarak mayalanmaya bırakılır. (Mayalanmayı; kışın kaloriferin üzerinde, yaz aylarında oda sıcaklığını yetmediği durumlarda 45-50 dereceye kadar ısıttığım fırının içinde gerçekleştiriyorum.)
* Mayalanan hamur, 1,5-2 cm kalınlığında açılıp su bardağı ağzı ile kesilerek fırın tepsisine yerleştirilir.
* Hamurlar, 15-20 dakika tepsi mayasına bırakılır.
* 170 derece sıcak fırında, üstü pembeleşinceye kadar pişirilir.
İç Kreması:
Malzemeler:
- 2 Yumurta sarısı
- 2 Su bardağı Süt
- 2 Yemek kaşığı un
- 1 Yemek kaşığı Mısır Nişastası
- 3 Yemek kaşığı toz şeker
- 1 Paket vanilya (damla sakızlı Dr. Oetker)
- 1 Yemek kaşığı Tereyağ (tepeleme) yaklaşık 50 gr
Yapılışı:
* Yumurta sarıları çırpılır, içine süt, un ve mısır nişastası ilave edilerek göz göz oluncaya kadar pişirilir. (Muhallebiden daha kıvamlı olacak.)
* Ateşten alınıp, içine tereyağ ve sakızlı vanilya ilave edilerek, kaymak bağlamaması için çırpılarak soğutulur.
Hazırlanan krema, soğumuş ve ortadan kesilerek ikiye bölünmüş hamurlarımızın arasına sürülür. Üstüne arzuya göre pudra şekeri serpilir.
AFİYET OLSUN. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder