Diş Buğdayı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Diş Buğdayı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe, Ocak 10, 2013

Diş Buğdayı Pastası (Çilekli)




          "Sakınan göze, çöp batar" der büyüklerimiz. Gerçekten çok özendiğiniz zaman illaki bir şey geliyor başınıza. Biraz kendi haline bırakıp, fazla üstüne düşmemek midir? çözüm bilemiyorum. :) Bu, Diş buğdayı pastamız da, yapılışından 20 gün önce planlandı. Kafamda ona ait her şey tam olarak oluştu ve anneanne çalışmalarına başladı. :) Arılar, çiçekler, uğur böcekleri, kelebekler, mantarlar... derken, günlerce... gece geç saatlere kadar uğraştım durdum. :) Güzel bir kutu ayarlayıp figürleri içine  özenle yerleştirdim. Kızlarımla birlikte, masa düzenimizde kırmızı rengin hakim olmasına karar verildi: :) Devlet meselesi falan çözdüğümüzü sanmayın sakın. Demokratik rejimlerde, çoğunluk kararları geçerli olduğu için, evdeki genç bayanlarında fikir ve görüşlerine yer vermek gerekiyordu. :) Tabi ki çalışmalar hızlanıp, şekil almaya başlayınca, çatlak sesler de  ufak ufak duyulur oldu. :) " Bu nasıl demokrasi?"," Hafiften bir dikta kokusu alıyorum." gibi, ufak tefek mırıldanmalar...:) Yahu! dedim kendilerine, "Sizler de yapacaksınız nasılsa. Bırakın! Şu bilmiş anneanneliğimi ağız tadıyla bir yaşayayım."  Sağ olsunlar, kafalarını kırarlar ama beni asla. Sonunda, müdahale etmeden, yardımlarını esirgemediler. :) Ben de farkındayım.))) Biraz değil bayağı bir dikta oldu.
         4 Şubat 2012 geldi çattı. Diş buğdayı davet günümüz. Hava soğuk, pasta büyük... Buzdolabı, tıka basa dolu... Kalorifer yanıyor... Pastayı evin içinde muhafaza etmek çok zor. Nilgün! "çalıştır kafayı" dedim. Veee...Ampul yandı bir anda... Balkona ütü  masasını açıp, pastayı özenle yerleştirdim üstüne. Artık içimiz rahat misafirlerimizi karşılayabilirdik. Aile büyüklerimiz birbiri ardı sıra gelmeye başladılar. Sohbet, muhabbet gırla gidiyor. O arada Cemremin gelecekteki mesleğini öğrenebilmek için, tepsinin içine temsili bir çok materyal  koyduk. Acaba; cetveli, metreyi alıp babası gibi mühendis mi olacaktı?, Kitabı alıp annesi gibi çok mu okuyacaktı?, Kalemi alıp, teyzesi gibi yazıp kalemine hiç mi acımayacaktı? Küçük merdaneyi alıp, anneannesiyle birlikte hamur mu açacaktı? (Tabii emeklilikten sonra:) Yoksa dereceyi alıp, doktor mu olacaktı? Dereceyi aldııııııııııııııı:) Doktor olacağını varsayıyoruz ama ben onu mecburi hizmete gönderemem ne  yapacağız şimdi???
           Biz böyle eğlenirken, pastayı ikram etme zamanı geldi çattı. Balkona çıktığımda, pastamızın küçük bir bölümünün, aradan sızan bir güneş etkisiyle eridiğini fark ettiğimde, yaşadığım şok unutulmazdı. :(  Ne yapalım bu da nazar boncuğumuz olsun diyerek, günümüze devam ettik.:) Anlaşılacağı üzere; pastamızın ortasında görülen, şeker hamurundan yama, güneşin bize o güne ait azizliği. :)

   Genoise Kek

- 250 gr toz şeker
- 8 yumurta
-250 gr Un (elenmiş)

* Yumurta ve toz şeker, yumurtalar beyazlayıncaya kadar mikser ile çırpılmalıdır. (Isıya dayanıklı cam kap kullanılması önerilir)
* Karışım benmari usulü kaynayan bir tencerinin üzerine oturtularak, Karışımın 30 derece sıcaklığa ulaşması ile birlikte benmari üzerinden alınarak, soğuyuncaya kadar çırpılmaya devam edilmelidir.
* 250 gr un, soğuyan karışıma, 3-4 defada,  yumurtalar söndürülmeden eklenmelidir. (İşlem sırasında, mikser kullanılmamalı, spatula ile un karışıma yedirilmelidir.)
* 175 derece sıcak fırında 35-40 dk arasında pişirilmelidir.
* Fırının tel ızgarası üzerinde soğutulmalıdır.    

Tüm pastalarımda,hafif ve süngerimsi yapısı nedeniyle, Genois Keki kullanmayı tercih ediyorum.

Pastacı Kreması:

- 1+1/3 Su bardağı Süt
- 1+1/3 Su bardağı krema
- 1,5 Su Bardağı toz şeker
- 4-5 yumurta sarısı (85 gr)
- 25 gr mısır nişastası
- 1 paket vanilya

- 1 Kutu Labne (200 gr)

Yapılışı:

* Yumurta sarıları ve şeker beyazlayıncaya kadar çırpılmalıdır. Çırpılan  karışıma, elenen mısır nişastası ilave edilmelidir.
* Süt, krema ve vanilya birlikte kaynatılmalıdır.
* Kaynamakta olan karışıma, yumurtalı karışım ilave edilmeli ve kısık ateşte koyulaşıp, küçük kabarcıklar oluşana kadar kaynatmaya devam edilmelidir.
* Hızla karıştırılıp soğutulmalıdır.

* Soğuyan kremaya, suyu süzülen labne peyniri katılıp, iyice birbirine yedirilir.

Meyve Sos:

- 700 gr Çilek (Kış ayı olaması nedeniyle dondurulmuş kullandım)
- 2 Su Bardağı Şeker
- 1 paket tart Jöle (13 gr Sade)

* Çilek blender ile püre haline getirilir.
* İçine ölçüsü kadar şeker katılır ve kaynatılır. Hafif suyu çektirilir.
* Yarım çay fincanı su içinde eritilen sade jöle, kaynamakta olan karışıma ilave edilir. 
* Ateşten alınıp, karıştırarak soğutulur.

Pastanın birleştirilmesi:

* Ortadan 2'ye bölünen kek, basit bir şurupla ıslatılır. (Basit şuruplar, değişik lezzetteki moninlerle zenginleştirilebilir. Bu pastada hindistan cevizi aromalı monin kullanıldı.)
* Taban kekin üzerine, pastacı kreması sürülür ve tercihinize göre meyve ilavesi yapılır. (Bu pastada çilek sos kullanıldı.)
* Pastacı Kremasının üzerine uygulanan, çilek sosu donana kadar 2.kat üzerine kapatılmamalıdır.
* 2. kat kekin iç yüzeyine de, pastacı kreması sürülerek, meyve sosunun konulduğu, taban kekin üzerine kapatılır.
* Kalan pastacı kreması üst ve yan yüzlere, çok ince bir tabaka halinde sürülmeli,şeker hamuru uygulaması için hazırlanmalıdır.
* Hazırlanan pastanın formunun bozulmasını engellemek amacıyla belirli yerlerinden çubuklarla sabitlenmelidir.


Süslemesine gelince; o, tamamen sizlerin tercihine göre şekillenecek. :)
AFİYET OLSUN.

Diş Buğdayı Muffinleri




               Uğur böceklerini sever misiniz? Ben çok severim. Çocukluk yıllarımda, evimizin bahçesinden çıkış vizesi asla verilmediği için, bahçemizin doğal ortamındaki tüm canlıları oyun grubumuza dahil ederdik. :) Bu bazen, bir uğur böceği olurdu, bazen de yaz aylarında  ortaya çıkan bir kaplumbağa...:) Kirpi ailesinden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Tek vizesi verilen yer olan, Yazıcı Ailesinin, Bahariye'deki köşkünün bahçesinde konuşlanmıştı bu güzel aile... Yaz aylarında ailece ortaya çıkarlar, sevimlilikleri ile bizlerin dikkatini çekerler ama iş oynamaya gelince, dikenlerini kabartıp top halini alırlar ve yaklaşmamıza asla izin vermezlerdi. Çocukluk işte...Elimize bir tahta sopa alır, küçük dokunuşlarla, top haline gelmelerine kahkahalarımızla eşlik ederdik.                                                                                                                                      
                Küçük dostlarımıza olan ilgim, o yaşlarıma dayanır. İyi ki, o zamanlarda yaşadım ve o canlılara insanca davranan, insanların arasında büyüdüm. Günümüzde, onlara zarar vermekten zevk alan,  yaşama haklarını ellerinden alan, önce edinip sonra sokağa terk eden ve kendini T.C nüfus cüzdanına sahip olduğu için, insan yerine koyan, yaratıkların haberlerini ve görüntülerini görünce bir kat daha artıyor sevincim, zamanında yaşamış olduğum güzel anılarım olduğu için.  Şu anda benim küçük kuzum; üç kedisiyle birlikte büyüyor. Annemiz Ponçik, oğlu Coco ve sonradan aramıza katılan asilzade Bumble Bee. Asilzade  diyorum, çünkü; kendisi İran ve Ankara kırması. Bizim anne kedimizle, oğlu ise saf kan sokak...:)  Sanıyorum ki; Küçük kuzumun ileri yaşlarına dönük anılarının, temelini ailece attık. :)  Elime şeker hamurunu aldığımda;  kendimi bu güzel canlıların figürlerini çalışırken buluyorum. Cemremin diş buğdayı muffinlerini yaparken yine onlardan esinlendim.

 Malzemeleri:

- 3 Yumurta  ( Oda sıcaklığında)
- 100 gr yumuşak margarin (Oda sıcaklığında)
- 3/4 Su bardağı süt
- 1,5 Su bardağı Toz şeker
- 3 Su bardağı Un
- 1 Paket Vanilya
- 1 Paket Kabartma Tozu
- 2 Yemek kaşığı Limon kabuğu rendesi

Yapılışı:

* Yumurtalar ve şeker, karışım beyazlayıncaya kadar mikserle çırpılır.
* Karışıma yumuşak margarin ve süt ilave edilerek çırpmaya devam edilir.
* Bu aşamada homojen dağılımı sağlamak için limon kabuğu rendesi ve vanilya ilave edilir.
* Kabartma tozu ve un birlikte elenerek, havalandırılır.
* Kuru malzeme, yumurtalı karışıma birkaç defada eklenir.
* Muffinlerinizin karışımı artık hazır.:)

Muffin kalıplarına paylaştırılır ve 175 derece sıcak fırında, kürdan testinden başarıyla çıkıncaya kadar pişirilir.

Deneyecek  herkese şimdiden "AFİYET OLSUN" Sevgiyle kalın.





Diş Buğdayı Kurabiyeleri




        Bizim ufaklık, dişlerini çıkarmakta çok güçlük çekti.  Ne  yazık ki; tam üç aylıkken başlayan belirtiler, sekizinci aya kadar sürdü.:( O ağladı, ben ağladım  desem hiç yalan olmaz. Sanıyorum insanlar, kendi çocuklarını büyütürken, sorumluluklarının, gelecek kaygılarının, iş yaşamının gerginliklerinin esiri olup, küçükleri ile günü yaşayamıyor. Ben; torunumla, sorumluluklarının anne ve babasına ait olduğu düşüncesi  ile günü gönlümce yaşıyorum. Daha sert, biraz inatçı, çokça mükemmelliyetçi ve ciddi olarak tanımlanan  ben, kendimi küçüğümün yanında, (aramızda kalsın ama), :) Yerlerde yuvarlanan, oyuncak kahve fincanlarından kahve höpürdeten, "Ali Babanın çiftliğini" söylerken, tüm hayvanların seslerini taklit etmeye çalışan, palyaço bir anneanne olarak buluyorum. :) İnanın, kendi halime inanamıyorum. Çalışma hayatım içinde, benimle mesai paylaşan arkadaşlarım, bu halimi görseler, durumun mutlaka bir doktor tarafından takip edilmesini tavsiye ederlerdi.:) Neyse...  hal böyleyken :) Ağlaya... Üzüle... İlk dişlerimizi patlattık. O zaman ne yapmalı? Cemreme diş buğdayı yapmalı. Evimizi ziyaret eden aile büyüklerimize, verilmek üzere kurabiyelerimiz ve özel şeker hamuru ile süslenmiş muffinler hazırlanmalı. Yani kısaca, anneanne mutfağa doğru yol almalı...

Malzemeler: Temel kurabiye hamuru 

- 100 gr Tereyağ (Oda ısısında)
- 50 gr Margarin (Oda ısısında)
- 1 Yumurta  (Oda ısısında)
- 2,5 Su bardağı un
- 3/4 Su bardağı Pudra Şekeri (Şeker miktarı, şeker hamuru süslemesi yapılacak kurabiyelerde 1/2 olarak kullanılabilir. 
- 1 Çay bardağı Mısır nişastası
- 1 Yemek kaşığı toz Antep fıstığı

Kalabalık katılımlarda, kurabiye hamuru malzemelerini iki katı olarak kullanıyorum. Orta boy kopatlarla, 40-45 adet kurabiye elde ediliyor.

NOT: Fırınlama ve şeker hamuru süslemeleri konusunda, " Yeni Yıl Kurabiyeleri" başlığı altındaki notdan faydalanılabilir.

AFİYET OLSUN:)