Cumartesi, Mayıs 30, 2015

Aromatik Reçellerde Varan 2... Yasemin Çiçeği Reçeli...

 Tereyağı ve taze ekmekle mükemmel:)


Bahçe duvarlarının müdavimiyim:)


Ayıklandık, yıkandık, paklandık...


Ayıklarken, odayı saran kokuyu anlatamam...

                                                                                                                                                                                          Keşke hayatın her yanına, çiçeklerin güzelliklerini, masumiyetlerini ve faydalarını sokabilsek.  Onları sadece, bahçelerimizde, balkonlarımızda görmek bana kafi gelmiyor. Çok uzun yıllardır, Ağaçlar.net'in üyesiyim ve işim olmadığı zaman, belgesel seyreder gibi girer, bitkiler üzerine çokça yazı okur, güzellikleri ve faydaları konusunda bilgimi arttırmaya çalışırım. Sanıyorum bu durum biraz da yetişme ve gördüklerini uygulamadan kaynaklanan bir durum. Annem, ailemizde genetik olarak bulunan mide rahatsızlıklarımıza, "kudret narı" diye bilinen, kabuğu dikenli, iç yapısı nara benzeyen bitkiyi balkonumuzda yetiştirmiş, onu zeytinyağının içinde olgunlaştırmış ve sabahları rahmetli kardeşim ve midesiyle sorunu olan tüm aile bireylerine birer çorba kaşığı içirmeyi adet haline getirmişti. İğde dalının yakılıp, sıcakken siğillere sürülmesi, çocukluk anılarımın arasında, kaplumbağaları kucağımda taşırken dışkıları nedeniyle ellerimde çıkan siğillerden nasıl kurtulduğumu hatırlatır hep...:)) Ya da soğukta söz dinlemeden, sobamızın sıcacık ısıttığı, salondan, yalın ayak başı kabak sokağa kaçışımız nedeniyle, karda yatmışcasına yapışan öksürüklerimizden, hatmi çiçeği ile nasıl kurtulduğumuzu... Hey gidi günler...Anacığım nurlarda yat...
                       Ondan gördüklerimden yola çıktığımı sanıyorum. Bitkiler bana çok gizemli gelirler, ilaç sektörünün ham maddesi de bitkiler değil midir? O halde, miktarları konusunda hata yapmadıkça ve sağlam olduğuna kanaat getirdiğim bilgi bankalarından bilgi alabildiğim sürece, onlarla yakın temasta bir sorun olamaz.:)
                       İşte merakım bu denli, bu iç açıcı dünya nimetlerine. Yenilebilir çiçekleri pastalarımda kullandığım gibi, reçellerime de malzeme yapıyorum.:)) Bu defaki güzellik; Yasemin çiçeği... Kokusu... Rüzgar gülüne benzeyen şekli ile bambaşka bir çiçek... Hanımelinden sonraki reçelim bu, kışın kullanmak üzere, birer kavanoz yapıp saklıyorum.:) Sırada İğde çiçeği ve limon çiçeği var:) Hele bir de okka gülümü bulursam...Değmeyin keyfime...

  Gerekli malzemeler:

- 1 Su bardağı ayıklanmış ve yıkanmış yasemin çiçeği
- 2 +1/2 su bardağı toz şeker
- 2 su bardağı Su
- 1 yemek kaşığı pektin tozu (Dr. Oetker reçel yap pektin özüdür yarım paket kullanılabilir.)
- 1/2 limon suyu

Yapılışı: (Hanımeli reçeli ile aynı yapılış sırası )
* Toplanan çiçeklerin, diplerinden mutfak makası ile kesilir. (sadece taç yaprakları alınacak)
* Bol su ile bir kaç defa yıkanır.
* Yıkanmış çiçeklere şekerin yarım bardağı serpilerek, iyice ovulur.
* Kalan su ve şeker kaynatılır.
* Şekerle ovulan çiçeklere pektin de ilave edilerek, kaynayan şerbetin içine ilave edilir.
* Çiçekler dibe çökene kadar, 7-8 dakika kadar kaynatılır.
* Ara sıra karıştırarak ılıtılır ve kavanoza koyulur.


Afiyet olsun.:)      

Perşembe, Mayıs 28, 2015

Hanımeli Reçeli... Benim mevsimim geldi.:)








                 Öyle sokakları boşuna arşınlamak yok. Bahar; madem bunca etkiledi, yayıldım sokaklara bari "mutfağıma malzeme oluşturayım" dedim. Bu defa adaya gidemedim arkadaşlar. Mimozaları kaçırdım.:( Ama hanımeli ve yaseminler beni bekliyor.:) Onlar daha tüm haşmetleriyle ve rayihaları ile güzelliklerini hem gözlere hem de damaklara nakşetmeye hazırlar. Aklımda o kadar çok şey var ki hayata geçirmek istediğim, bazen düşünürken beynim kısa devre yapacak kadar ısınıyor.:) Aklıma takılanı yapmak gibi bir de aceleciliğim de var üstelik.:( Düşünsem bir türlü, düşünmesem başka bir türlü...:))
                Anlayacağınız kendimle zorum var bu aralar.
                Okka gülü tabir eder eskiler... Benim yaş grubum çok iyi bilir, hatta mutfağa merakı olan yeni dönem mutfak dostlarımız da çok iyi bileceklerdir. Efendim! bugün pazara doğru uzandım okka gülü getiren, İstanbul civarı köylerden gelen hanımlarımız oluyor, acaba onlardan biri ile karşılaşır mıyım? diye...Koca pazarda bir hanım buldum:)  "işte budur" diyerek yaklaştım tabi, aldım bir paketi elime kokladım, okka gülü dediğin, beş metre öteden bağırır "ben buradayım" diye! Bunun sesi çıkmıyor.:)))
                Dedim; kaça?
                Dedi; yarım kilodur. Sen 20 ver yeter...:))
Geçen sene 5 liraya almıştım üstelik sesi çıkan cinstendi. :)))
                Dedim; insaflı bir şey söyle üstelik bu karışık...
                Dedi; hadi 18 olsun...:))
                Dedim; sana iyi pazarlar...
                Dedi: Sana da....
                 Vardım dönüş yoluna. Eski yerleşim buralar. Hanımelleri ve yaseminler her yerlerde... Ortalık yıkılıyor. Alırsın eline bir boş torba, dilediğin kadar toplarsın.
                  Aferin Nilgün budur işte... Topladım, ayıkladım, yıkadım ve pişirdim... İşte size bu sezonun hanımeli reçeli... Gül reçeli, bir sonraki pazara inşallah:))

Gerekli malzemeler:
- Hanımeli sarmış olan bir bahçe duvarı:)))
- 1 Su bardağı ayıklanmış ve yıkanmış hanımeli
- 2 +1/2 su bardağı toz şeker
- 2 su bardağı Su
- 1 yemek kaşığı pektin tozu (Dr. Oetker reçel yap pektin özüdür yarım paket kullanılabilir.)
- 1/2 limon suyu

Yapılışı:
* Toplanan çiçeklerin, dipleri koparılıp, içindeki tohumları ayıklanır.
* Bol su ile bir kaç defa yıkanır.
* Yıkanmış çiçeklere şekerin yarım bardağı serpilerek, iyice ovulur.
* Kalan su ve şeker kaynatılır.
* Şekerle ovulan çiçeklere pektin de ilave edilerek, kaynayan şerbetin içine ilave edilir.
* Çiçekler dibe çökene kadar, 7-8 dakika kadar kaynatılır.
* Ara sıra karıştırarak ılıtılır ve kavanoza koyulur.

Kavanozun kapağını ara sıra açıp koklasam bana yeter:)

Afiyet olsun.:)

Cuma, Mayıs 15, 2015

Hayırlı Kandiller...



                          Tüm arkadaşlarımın, Miraç Kandilini kutluyor, dualarınızın kabul olmasını ve çok kısa bir süre önce kaybettiğimiz sevgili Cihan'a da, sonsuzlukta huzurla uyumasını diliyorum.

Perşembe, Mayıs 14, 2015

Günlerden... Elmalı Kurabiye...




                         Havalar ısındı. "Nilgün kaçar" diyerek, sabah saatlerinden itibaren atıyorum kendimi sokaklara. "Ne yapıyorsun onca saat?" diye soracak olursanız, cevabım, "Kafamı gezdiriyorum" olacaktır. Kuzumun, köfteleri, taze yoğurdu ve köftelerinin yanında yiyeceği mamaları hazırsa, evin de tozu mozu:) alınmışsa, ne yapayım evde oturup, kışın oturduklarıma sayarım olur biter. Böylelikle akşam saatleri içinde enerji birikimi yapabiliyorum.:)
                         
                        Akşam saatleri için enerjiye neden bu denli ihtiyaç var?:)) Merak edenler için söylemeliyim. Kuzumun karşısında  tam tabiriyle, " deli gullabeciliği" yapıyoruz.:)) Evimizin babası Japonya'da efendim:)) Vay ki ne vay... Daha seyahat başlamadan, kaç ev alarm durumuna geçtik, bir anlatsam inanmazsınız. Evler yetmedi, okula öğretmenine bile haber uçurduk.:( Sanki evde başka kimse kalmamış gibi gözümüzün içine baka baka ağlıyor. Şu seyahat hayırlısı ile bitse de, ben de dilediğim adakları yerine getirsem. Gündüz okul, arkadaşlar falan derken geçip gidiyor ama gece sorunluyuz. Uyuyana kadar o önde, biz arkada keyfine göre hareket etmeye çalışıyoruz.
                   
                     "Sayılı gün, çabuk geçer " derler:)) İnşallah.... diyerek, okuldan döndüğünde, biraz yormak, biraz da unutturmak için parka götüreceğim.:) Elmalı kurabiye iyi gider, hem de kuzucuğum sever diyerek, bir kocaman tabak hazırladım. tarifini size de vereyim isterseniz:)

Gerekli malzemeler:

- 1 Yumurta sarısı (Oda sıcaklığı)
- 125 gr Tereyağ (oda sıcaklığı)
- 3/4 Küçük çay bardağı sıvıyağ
- 1/2 su bardağı pudra şekeri
- 1/2 paket kabartma tozu
- 2 yemek kaşığı yoğurt (tepeleme)(oda sıcaklığı)
- 1 Tatlı kaşığı tarçın
- 1 çay kaşığı toz karanfil
- 3 su bardağı un

İç malzemesi:
- 2 ekşi elma
- 3/4 su bardağı toz şeker
- 1 çay bardağı kuru üzüm
- 2 adet çubuk tarçın

Yapılışı:

* Elmalar rendelenir.
* İçine şeker, çubuk tarçın ve kuru üzüm eklenerek su salıp, çekene kadar pişirilir.
* Oda sıcaklığındaki; yumurta, tereyağ ve yoğurt ile sıvı yağ karıştırılır.
* Un, kabartma tozu,pudra şekeri ve baharatlar sıvı malzemeye ilave edilerek. ele yapışmayan ancak yumuşak bir hamur tutulur.
* Hamur buzdolabına kaldırılarak 1 saat kadar dinlendirilir.
* Hafif unlanmış bir tezgaha yarım santim kalınlığında açılarak, bir bardak ağzı ile kesilir.
* Soğumuş iç malzeme, hamurların ortasına konularak, üstlerinden kapatılır.
* Önceden ısıtılmış, 160 derece sıcak fırında, kurutmadan pişirilir.
* Üzerine pudra şekeri serpilir.

AFİYET OLSUN .:)
                       

Cumartesi, Mayıs 09, 2015

Bir çocuğun başını şefkatle okşayabilen ve onlara sevgi ile bakabilen, tüm kadınların anneler günü kutlu olsun. "Karamelize Şerbetli Şambali"

                   

                      Benim için, sonsuzluğa uğurladığım canımın, başucunda sessizce konuşmaktan ibaret bir gün. Ancak; kızlarım, damatlarım ve torunum günün geri kalan saatlerini aydınlatıyorlar. Mayısın ikinci pazarı, bizim büyük ailemizin, piknik günü. Polonez Köyde toplanıp, güzel vakit geçirmeye çalışıyoruz. Kısmetse yine mangallar yanacak, yine etler,sucuklar, ciğerler, babaların yelpazelediği mangallarda kızaracak, patlıcanlar közlenecek... Ve... yine elde taze ekmekler mangal başında beklenecek, yine kah ağlanıp...kah gülünecek... Bir Anneler Günü daha böyle geçecek...
                       Anne olmak benim için, çocuk sahibi olmaktan çok öte bir şey.
                       Bir çocuğun; başını, sevgiyle okşayan ellerin sahibi...
                       Bir çocuğun; gözlerine, şefkatle bakabilen gözlerin sahibi...
                       Bir çocuğun; yüreğindekileri, görüp anlayabilen vicdanların sahibi...
                       Bir çocuğun; sessiz ağlayışlarını duyan kulakların sahibi,
                       Ve...Bir çocuğun ellerini tutarak, ona anne sıcaklığını aktarabilen, her kadının Anneler Gününü kutluyorum. Hayatta olan annelere evlatları ile geçirecek geniş zamanlar, sonsuzluğa uğurladığımız annelere de cennet mekanlar diliyorum. Sevgiyle kalın.

Piknik gününden bana düşen görev bir tatlı.:) Onca yemekten sonra "tatlısız olmaz" diyoruz. İsteyenler olabilir diye, tatlı tarifini de paylaşıyorum.




Gerekli Malzemeler:

- 4 su bardağı İrmik
- 1/2 su bardağı Un
- 2 Su bardağı yoğurt
- 1 Su bardağı toz şeker
- 1/3 su bardağı süt
- 2 portakal kabuğu rendesi
- 1 paket karbonat (1 tatlı kaşığı)

Şerbet için gerekli malzemeler:

- 3+1/2 Su bardağı toz şeker
- 3+1/2 Su bardağı su
- 1/2 limon suyu

Yapılışı:
Karamelize şerbetin yapılışı:

* Şeker bir tencereye alınarak, ateş üzerinde eritilir.
* Karamelize olan şekere, ölçüsü oranında sıcak su eklenerek (su ilave edilirken sertleşen şeker eriyene kadar) kaynatılır.
* Yarım limonun suyu eklenerek, soğuması için kenara alınır.

Şambali hamuru yapılışı:

* İrmik, un, toz şeker ve karbonat (kuru malzemeler) bir kapta karıştırılır.
* Portakal kabukları rendesi eklenir ve karıştırılır.
* Süt ve yoğurt çırpılarak kuru malzemelere eklenir.
* Fırın kabı, sıvı yağ ile iyice yağlanarak, karışım içine dökülür ve suyla ıslatılmış bir kaşığın tersi ile kalıba yayılır.
* 175 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.
* Fırından çıkan şambalina, soğutulmuş karamelize şerbet eklenir.
* 1.5-2 saat sonra servis için hazırdır.

AFİYET OLSUN.:)