Çarşamba, Haziran 26, 2013

Kuru Meyveli, Baharatlı ve Çikolatalı Kurabiyeler








                         Florentine kurabiyelerin Nilgün'ce yorumu da diyebiliriz. Çikolata ve karanfili birlikte hiç denediniz mi? Çikolata + Whisky, Çikolata + Kahve, Çikolata + Likör, Çikolata + portakal için " evet" dediğinizi duyuyor gibiyim. Peki çikolata ve baharatlar konusundaki düşünceleriniz? Ben, bu ikiliye fena kafamı taktım.
                        Baharatlar ve çikolata, serüvenime toz karanfil  ile başladım. Sırada... kırmızı biber, tarçın, zencefil ve kakule ile  olan birliktelikler var. Sonunda ya ben pes edeceğim, ya da benim tadım ekibim.:) Hoş şimdilik hayatlarından oldukça mutlu görünüyorlar. Baharatların gizemine çok inandığımdan daha önce de bahsetmiştim . Çikolata ise başlı başına bir gizem yumağı... Neden yediğimizde mutlu oluruz?  Neden metabolizmaya canlılık verir?  Neden en mutlu günlerimize eşlik eder? Neden bir dostumuzu ya da sevdiğimizi memnun etmek için armağan olarak ilk aklımıza o gelir?  Bunca nedenin, mutlaka kimyasal ve sosyolojik açıdan değerlendirmeleri vardır ama benim sade suya bir vatandaş olarak tek söyleyebileceğim... " Zulada çikolatam var... Öyleyse yaşıyorum" demek olacaktır.
                     Uzun süredir, hem sıcaklar nedeniyle, hem de ülkemizdeki tatsız ve iç yakan olaylar nedeniyle, benim kafa dağıtma mekanım olan Eminönü'ne gidemiyorum.:(  Baharatlarımı ve kuvertür çikolatalarımı oradan aldığım için de stoklarım erimeye yüz tutmaya başlamıştı. Benim yedeklerimin olmaması demek, elimin ayağımın prangalanması demektir.:(  Bir kısım malzeme yedek buzdolabında bekler. Eskilerin deyimiyle; "Kötü gün akçesi" gibi.:) "Dur bakalım neler var?" diye baktığımda, defineye ulaştım.:) Malzeme bana yazı geçirtir.:))) Neyseki bizim küçük eller, özel poşetlerindeki malzemeleri kestiremediği için tırtıklayamamış.:)) İşte bu kurabiyeler, küçük buzdolabımın destekleriyle hayat buldu, sonra da kendilerini  midemizde buldu...


Gerekli Malzemeler:

- 250 gr  Tereyağ
- 100 gr Toz badem
- 1 + 1/2 Tatlı kaşığı toz karanfil
- 3 Su bardağı Un
- 3/4 Su bardağı Pudra Şekeri
- 1/2 Su bardağı Mısır Nişastası

Üstü süsleme için gerekli Malzeme:

- 100 gr Sütlü çikolata
- 1 tatlı kaşığı toz karanfil
- 100 gr Karışık kuru meyve
- Bir avuç Çiğ badem ve Antep fıstığı

Not: Hamur için gerekli malzeme temel kurabiye hamuru olup, toz badem, toz fındıkla, toz karanfilde diğer baharatlarla değiştirilebilir.

Yapılışı:

* Tereyağ küp küp doğranır.
* İçine pudra şekeri ilave edilerek, krema haline getirilir.
* Toz badem, un, mısır nişastası ve toz karanfil ilave edilerek, hamur oluşturulur.
* Elde edilen hamur, 4-5 cm çapında  rulo haline getirilir ve buzdolabı poşetine konularak, 30 dakika kadar buzdolabında dinlendirilir.
* Hamur dinlendiğinde, keskin bir bıçakla (her seferinde sıcak suya batırılıp, kurulanacak) 0,5-1 cm arasında, dilimlenmeli ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirilmelidir.
* 170 derece sıcak fırında altları pembeleşinceye kadar pişirilmelidir. (Henüz yumuşakken çıkarılmalıdır, soğudukça sertleşir.) Fırına göre 10-15 dakika aralığı yeterlidir.

Soğuyan kurabiyelerin üzerine, benmaride eritilmiş ve toz karanfille tatlandırılmış çikolata sürülür,  kuru meyve,badem ve fıstıkla süslenir. Çikolata donana kadar buzdolabında bekletilir.


AFİYET OLSUN.


                     

Pazar, Haziran 23, 2013

"Peynirli İrmik Helvası" Regaip Kandiliniz Kutlu Olsun.





      Tüm arkadaşlarımın Regaip Kandilini Kutlar, huzurlu, mutlu, hür bir Türkiye'de nice kandiller dilerim.


Gerekli Malzemeler:

- 1+ 1/2 Su Bardağı İrmik
- 100 gr Tereyağ
- 4 Su Bardağı Su
- 2 Su bardağı toz şeker
- 200 gr Dil peyniri
- Tarçın (Üzerine serpmek için)

Yapılışı:

* Tereyağ, eritilir ve irmikler ilave edilerek kavrulmaya başlanılır.
* İrmiğin rengi çok değişmemelidir. (Kokusu çıkmaya başlaması yeterlidir.)
* Su ve şeker birlikte kaynatılır.
* Kavrulmuş irmiğin üzerine yavaşça ilave edilmeye başlanır ve topaklanmaması için hızla karıştırılmalıdır.
* Suyu verilen helva üzeri örtülerek , 5 dakika dinlendirilir.
* Tellendirilen dil peyniri, sıcak helvanın üzerine ilave edilerek, erimesi sağlanır. Üzerine tarçın serpilir.
* Helva ılık olarak tüketilmelidir.

AFİYET OLSUN.

Cumartesi, Haziran 15, 2013

Babalar Gününüz Kutlu Olsun...(Kirazlı ve Çikolatalı Pasta)


 Kekimin ilk katını şurupla tatlandırıp, pastacı kreması ile kapladım. Profiterolleri de pastacı kreması ile doldurup, üzerine yerleştirdim.



Üstünü ve aralarını taze meyve ve kuru meyveli çikolata ganajla  doldurup, kekimin ikinci katı ile kapattım.



Çikolatalı krema ile sıvayıp, taze meyve ve yumurta akı ve şekere batırılmış fesleğen ile süsledim.


Pardon:))) Kestiğim kayısıları unutmuşum...



Ve... Babalar Günü pastamız hazır...

                    Pazar Günü, babalarımızın günü... Daha öncede yazmıştım, ben kaybedeli çok oldu. Onu unutamam... Benden uzaklarda da olsa; bir yerlerden beni kollayıp, gözettiğini hissediyorum. Kaybettiğim babamın... Can kardeşlerim Baki ve İlhan'nın ve gencecik oğlum Onur'umun, babalar gününü kutlamak için hazırladım bu pastayı.
                    Neden erken bir kutlama diyeceksiniz? Oğlum görevli olarak yurt dışına çıkmak zorunda, Baki babamız pazar günü de çalışmak zorunda, İlhan Babamız da dinlenmek üzere tatilde... Ne yapalım, biraz erken bir kutlama olacak.
                    Tanrı hepinizi evlatlarınızın başından eksik etmesin diyerek başlamak ve gelecekte, onlara dair görebileceğiniz en güzel günlere şahit olmanızı dileyerek bitiriyorum.
                     Sevgili arkadaşlarımın da, sonsuzluğa uğurladığı babaları için, tanrıdan rahmet, hala sıcacık ellerini üzerinde hisseden arkadaşlarıma da uzun uzun yıllar bu güzel hissi yaşamalarını diliyorum.

Sevgiyle kalın.



Not: Bu pastanın detaylı tarifi hafta içi gelecek.:)

Perşembe, Haziran 13, 2013

Tahıllı Ekmek...Ekmeğimin Buğdayını Üretenlere Selam Olsun.

Mayaladım...




Keten tohumu ve ay çekirdeği serptim...



Allah ne verdiyse içine doldurup, dış işlerinden sorumlu olanların, ellerine tutuşturdum...



Hadi biraz da gülümseyelim:)




Ekmeği kutsal yapan 
'Buğday' mucizesidir. 
Güneşin sonsuz sabrı 
Ve toprağın analık özverisidir. 
'Buğday', İlâhî gücün yüce felsefesidir, 
Yaratan'ın kuluna rızk olan nefesidir. 

Cefakâr bir öküz, bir karasaban, 
Ardında, rızkını emeğiyle azminden çıkaran 
Bir köylü 
Ve kadını ve oğlu ve kızı ve yakını, 
Köşede bir çınar, 
Dibinde azık çıkını 
Ve kırık kulbuyla bir toprak testi... 
Ne zaman ki, inceden bir rüzgâr esti; 
Azığın yanında yatan Karabaş, 
'Biz görevdeyiz' dercesine 
Sessiz ve yavaş 
Gerinerek kalkar, dolanır bir tur 
Gerçekten, tarlada kaytaran yoktur. 

Ve ekim başlar; 
Nasırlı avuçlar 
Toprağın çileli bağrı üstünde 
Sabanın açtığı yolları izler. 
Bir mutlu gülümserken yanık benizler, 
Tohumlarla birlikte umut savrulur 
Ve güneşin acımasız sıcağında 
Alınlardaki çizgiler 
Derinleşir, 
Kavrulur... 

Derken, kış geliverir; 
Kar, beyaz bir yorgan gibi toprağı örter. 
Yoksul bacalarda titrek bir tezek dumanı 
Ve doğaya karşı çaresiz köylünün gönlünde 
Bahar özlemi tüter. 

Kış zâlimdir, fakat yasa değişmez; 
Devran döner, bahar gelir, kış biter 
Ne beyaz yorgan kalır, ne kara toprak... 
Şimdi, yaşam simgesidir her yeşil yaprak,,, 
Nasıl da göğe doğru uzanır o genç filizler, 
Sanki, Allah, buğdayda 'inanç'ı gizler. 

Ve güneş şaşmaz, bilir işini; 
Özenle doldurup herbir dişini, 
Başağı, günlerce, gelinlik kız gibi besler. 
Bütün kış tedirgin kalmış nefesler 
Rahatlar, çünki 
Allah, emekleri boş çevirmemiştir, 
Dolu, sapları devirmemiştir. 

Başaklar, Allah'ın lûtfuyla şimdi 
Dolgunlaşmış 
Ve üzerlerinde madalya gibi 
Alınlardan dökülmüş altın damlalar, 
Her 'dane'de emek var, sabır var, nur var... 

Sonra, şenlik başlar harman zamanı, 
Gerçi 'mutlu son'la biter 'buğday'ın romanı 
Fakat, hep böyle sürüp gider köylü'nün hikâyesi; 
Dertli bir uzun hava, yanık bir çocuk sesi... 

Ekmeğimin buğdayını üreten köylü kardeş! 
Emeğin, bence ibadete eş... 
Seni de buğday kadar kutsal bilirim, 
O, nasırlı ve tertemiz ellerinden öperim... 

Ünal Beşkese 1996

Gerekli Malzemeler:

- 3 Su bardağı Tam buğday unu
- 1 Su bardağı Beyaz Un
- 1 Tatlı kaşığı tuz
- 3 Tatlı kaşığı toz şeker
- 1 Paket Instant Maya
- 1+ 1/2 Su bardağı su ve Süt karışımı (yarı yarıya kullandım)( Ilık olacak)
- 1 Yemek kaşığı keten tohumu (Tepeleme)
- 1/4 Su bardağı sıvı yağ
- 1 yemek kaşığı sirke
Üzeri için:
- 1 Yumurta sarısı
- 4-5 yemek kaşığı süt
- Keten tohumu, ayçekirdeği (Serpmek için)
Fırında buhar sağlamak üzere:
- Isıya dayanıklı kaplarda sıcak su

Yapılışı:

* Ilınmış süt ve su karışımının içine, toz şeker ilave edilir.
* Kuru malzemeler, tam buğday unu, beyaz un, tuz, keten tohumu ve maya metal olmayan bir kapta karıştırılır. Ortası havuz biçiminde açılır.
* Sıvı malzeme içine ilave edilir ve yoğurulmaya başlanır.
* Zeytinyağ , sirke karışımıda  ilave edilir ve özlenene kadar yoğurulmaya devam edilir.
* Hamur 1 saat süreyle oda sıcaklığında mayalanmaya bırakılır. ( Ben sandviç yapmaya karar verdiğim için 7 eşit parçaya ayırdım.)
* Porsiyonluk ekmek biçimi verilen, hamurun üzerine çizikler atıp, yumurta ve süt karışımı sürülür.
* İsteğe bağlı olarak keten tohumu ve ay çekirdeği serpilir. 
* 190 derece ısıtılmış fırında 15 dakika boyunca pişirilir. (Fırının içine mutlaka ısıya dayanıklı kaplarda su konulmalıdır)

AFİYET OLSUN.


Salı, Haziran 11, 2013

Sakızlı Kurabiye İkram Etsem Gücenir Misin?

 




                    Dediğim gibi midemde bir yumruk, göğsümde bir sıkışma, kafamda binlerce soru, ruhumu sıkıştıran bir ahtapotun kolları... Neredeyse 15 gündür, yiyemedim... En önemlisi, yiyebildiklerimi de , hazmedemedim... "Hayat devam ediyor" diyeceksiniz. Haklısınız da... Ancak; bugüne değin yaşadıklarımdan çok ders almış biri olarak; hayat, yirmi dört saatten, bir günden, bir aydan,  bir yıldan, hatta yaşadığım toplam zaman sürecinden ibaret değil benim için... O süre içinde; ne yaptığım, ne yediğim, ne kadar uyduğum, ne kadar üzüldüğüm yada güldüğüm de değil, benimle aynı yolda yürüyen evlatlarım için hazırladığım yaşamın, onlar için ne kadar kullanılışlı olduğu ... Yalnız bir anne olarak; çok küçük yaşlarında, tek başına eğitmek, okutmak, sosyalleştirmek ve hayata sağlam bireyler olarak katmak istediğim çocuklarım için, doğruyu yapıp yapamadığım konusunda binlerce soru, beynimde cevaplanmak üzere sırasını bekliyor.  Büyük kızım, Saint Joseph Lisesi'nden mezun olacağı yıllarda, Grenoble University'de öğrenimine devam etmek istediğini söylediğinde, nasıl karşı çıktığımı hatırlıyorum. "Türkiye'de kalmalısın... Bu ülkenin iyi eğitim almış gençlere ihtiyacı var... Gitmek istediğin yerlerde; medeniyeti daha fazla gözlemleyebilirsin  ama asla taviz veremeyeceğin, dostluk ve arkadaşlıklar konusunda diyete girmen lazım" demiştim. Küçük kızıma gelince; eski eserlere olan hayranlığı nedeniyle; "Bunu oku... Bir Cumhuriyet çocuğu olarak atalarından kalan eserlere sahip çık... Onları koru...Kolla...Esirge... Senden sonraki nesillere sağlıklı taşınabilmesi için görevinin bilincinde ol" deyişimi...  Şimdi "ben yanlış mı yaptım" diyorum... İsteğim; benim özgür Türkiyem için, daha özgür bireyler yetiştirip, özgür ve irdeleyen beyinleri ile vatanlarına katkı sağlamalarıydı... Kısıtlanmış yaşam şartlarında, at gözlükleri ile bakıp sadece tanımlanmış görüş açısıyla gören ve gördükleri ile yetinen, ezberci bir kitlenin elemanlarından olmaları değil...
                   Vuslatım, sen "çayımın yanına bir börek" deyince, oturdum şu makinenin başına.:) Börek yok be canım kardeşim. Sakızlı kurabiye ikram etsem gücenir misin? :) Ama söz sana; en afilisinden bir börek. Çok yakında...:)

Gerekli Malzemeler:

- 125 gr Tereyağ (Oda ısısında)
- 125 gr Margarin (Oda ısısında)
- 3/4 Su bardağı Pudra Şekeri
- 1/2 Su bardağı Mısır nişastası (tepeleme)
- 100 gr Fındık (Bledırda toz haline getirilmiş)
- 3 Su Bardağı Un
- 2 Paket Sakızlı Vanilya (Dr. Oetker)
- 2 Çorba kaşığı pudra şekeri (Üzerine serpmek için)

Yapılışı:

* Oda ısısındaki tereyağ ve margarin karışımına, pudra şekeri eklenerek krema haline getirilir.
* Fındık, blendırda toz haline getirilerek, karışıma ilave edilir.
* Mısır nişastası, un ve Sakızlı vanilya elenerek eklenir ve hamur kulak memesi kıvamında tutulur.
* Hamur buzdolabında yarım saat dinlendirilir.
* Fındık büyüklüğünde parçalar halinde yuvarlanarak tepsiye dizilir. ( İsteğe bağlı olarak, üzerine küçük parça fındık serpilebilir.)
* 170 derece önceden ısıtılmış fırında, üzeri beyaz kalacak şekilde pişirilir.
* Ilındıktan sonra, pudra şekeri serpilir.

AFİYET OLSUN.:)

Çarşamba, Haziran 05, 2013

Kandiliniz Kutlu Olsun.






Tüm arkadaşlarımın, Miraç Kandilini kutluyorum.                                                                 Dualarınızın kabulü dileklerimle.

Pazartesi, Haziran 03, 2013

YORUMU SİZE BIRAKIYORUM.....


Sadece; bir Türk vatandaşıyım.
Evvel emirde;
Atatürkçüyüm ve gurur duyuyorum.
Vatanımı ve milletimi çok seviyorum.
Gelecekte çocuklarıma güzel bir vatan bırakmak istiyorum.
Okuyorum, yazıyorum ve düşünüyorum.
Günlerdir; sosyal medyada ve sokaklarda olanları izliyorum ve katılım gösteriyorum.
Görsel Medyayı izlemiyorum.
Midem ve başım ağrıyor.
Yemek yapamıyor ve yiyemiyorum.
İnadına ağlamıyorum.
Uyanışı kutluyorum.
Bu insanlık ayıbının sonunun gelmesini bekliyorum.
Yorumu size bırakıyorum...